NARDUGAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN!
21 ARALIK VE 21 MART: IŞIĞIN YENİDEN DOĞUŞU
Yılın en uzun gecesi olan 21 Aralık, doğanın sessiz ama güçlü bir dönüşümüne işaret ediyor. Bu tarih, gecelerin kısalmaya, gündüzlerin uzamaya başladığı an olarak kabul edilirken; Türk kültüründe yeniden doğuş, umut ve bereket kavramlarıyla birlikte anılıyor.
Kadim Türk inanç sisteminde güneş, yalnızca gökyüzündeki bir ışık kaynağı değil; yaşamın, sürekliliğin ve dirilişin sembolü olarak görülüyor. Bu anlayıştan doğan Nardugan, “güneşin doğuşu” ve “yeniden doğum” anlamlarıyla, karanlığın ardından gelen aydınlığı temsil ediyor.
21 Aralık gecesi, karanlığın en uzun hâline ulaştığı ancak aynı zamanda gücünü kaybetmeye başladığı eşik olarak kabul ediliyor. Gündoğumuyla birlikte güneşin her gün biraz daha erken doğması, toplumsal bellekte yeni başlangıçların habercisi sayılıyor. Bu yönüyle Nardugan, doğayla insan arasında kurulan kadim bir bağın yansıması olarak öne çıkıyor.
Benzer bir anlam dünyası, 21 Mart tarihinde de görülüyor. Gece ve gündüzün eşitlendiği bu tarih, baharın başlangıcı olarak kabul edilirken; doğanın uyanışı, toprağın canlanması ve bereketin yeniden filizlenmesiyle ilişkilendiriliyor. 21 Aralık’ta doğan ışık, 21 Mart’ta güçlenerek yaşamı yeniden kuşatıyor.
Uzmanlar, bu iki tarihin yalnızca mevsimsel geçişleri değil, aynı zamanda insanlık tarihinin ortak sembolleri olduğunu vurguluyor. Karanlığın ardından gelen ışık, geçmişten bugüne umut duygusunun temel kaynağı olarak görülüyor.
Günümüzde Nardugan, doğrudan bir bayram olarak kutlanmasa da; kültürel hafızada yeniden hatırlanan, köklerle bağ kurmayı sağlayan önemli bir değer olarak değerlendiriliyor. 21 Aralık ve 21 Mart, bu yönüyle yalnızca takvimdeki günler değil, insanlığın yenilenme ve umut arayışının simgeleri olarak anlam kazanıyor.
Editör Notu:
Bu haber, Türk kültürünün kadim doğa anlayışını günümüz perspektifiyle ele almak amacıyla hazırlanmıştır.
