Sopalı saldırı iddiası: Antalya’da koca mahkemede yargılanıyor

 Antalya'nın Konyaaltı ilçesinde eşini sopayla darbettiği iddia edilen sanığın yargılanmasına devam edildi.

Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, Ukrayna asıllı eşi Iryna Melnychuk D.'yi (36) darbettiği gerekçesiyle "eşe karşı kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan tutuklu yargılanan M.A.D, müşteki ve taraf avukatları katıldı.

Duruşmada tanıkların dinlenmesinin ardından söz verilen sanık M.A.D. olay günü eşinin evine gitmediğini savunarak suçlamaları kabul etmedi.

Antalya’da son dönemde kadına yönelik şiddet davaları kamuoyunun dikkatini çekerken, bu vakada da duruşma salonları yeniden gergin bir atmosfer yaşıyor.

Olayın merkezinde, uzaklaştırma kararı bulunan eşi I. M. D. (36) ile kocası M. A. D. (36) arasındaki uzun süredir devam ettiği ileri sürülen şiddet iddiaları bulunuyor. İstanbul değil, Antalya’da yaşandığı aktarılan olayda, sanığın eşiyle tartıştığı sırada eline geçen sopayla saldırdığı iddiası üzerine dava açıldı.

Olay ve Şikâyet Süreci
Mağdur kadın, polise ve sağlık kurumlarına yaptığı başvuruda; eşinin evine gelerek sopayla kendisine vurduğunu, vücudunda morluklar oluştuğunu ve büyük bir korku yaşadığını beyan etti. Olay sonrasında yapılan ilk müdahalede darp raporu hazırlandı. Kadının şikâyeti üzerine polis harekete geçti, sanık gözaltına alındı ve ardından tutuklama kararı çıkarıldı.
Şikâyet dilekçesinde ayrıca, taraflar arasında daha önce de psikolojik ve fiziksel şiddet olaylarının yaşandığı, mağdurun sürekli baskı altında tutulduğu iddiası yer aldı. Uzaklaştırma kararı olmasına rağmen sanığın evin çevresine gelmeye devam ettiği ve bu kararı sistematik bir biçimde hiçe saydığı öne sürülüyor.


Mahkeme Süreci ve Tanık Beyanları
Davaya Konya 6. mahkemesinde görüldüğü haberi geçse de, olay Antalya’da cereyan ettiği yönünde bilgiler bulunuyor. Duruşmada, mahkeme heyeti sanık, mağdur ve tanıkları dinliyor; olay yeri tespit tutanakları, adli tıp raporu, sağlık kurumlarından gelen darp raporları ve diğer deliller değerlendiriliyor.
Mağdur kadının ifadesinde, olaydan önce de çeşitli şiddet olaylarının yaşandığını, korku içinde yaşadığını ve uzaklaştırma kararının etkin uygulanmamasından yakındığını belirttiği aktarılıyor. Tanıklardan biri, olay gecesi çevreden sesler duyarak dışarı çıktığını, ardından sanığın elinde sopayla kadına vurduğunu gördüğünü söyledi. Bir başka komşu ise tartışmayı duymadığını ama daha sonra mağdurun çığlık attığını ifade ettiğini iddia etti.
Sanık M. A. D., savunmasında saldırıyı kabul etmekle birlikte “olayın ölçüsünün aşılmış olabileceğini”, sopanın kazara eline geldiğini, kastının yaralama değil “uğultu çıkarmak” niyeti olduğunu iddia etti. Ayrıca aralarında süregelen tartışmaların da provokasyon niteliği taşıdığını savunuyor. Avukatları, müvekkilinin psikolojik durumu, pişmanlık beyanı ve sabıka durumunun da dikkate alınmasını talep ediyor.


Delil İncelemesi ve Beklenen Gelişmeler
Mahkeme, adli sürecin ilerlemesi için Adli Tıp Kurumu’ndan sanığın ruhsal durumu hakkında rapor talep etti. Ayrıca olay yeri keşfi, bilirkişilerce değerlendirme yapılması ve tanıkların çapraz sorgusu önümüzdeki duruşmalarda gündeme gelecek. Savcı, “kasten yaralama” suçlamasının yanı sıra, olayın şiddet içeriği ve mağdurun yaşadığı durum dikkate alınarak daha ağır suçlamalar yöneltilebileceğini öneriyor.
Mahkeme heyeti, önümüzdeki duruşmalarda;
Tanıkların tekrar sorgulanması,
Ek delillerin sunulması,
Sanığın akıl sağlığı raporu ile ceza indirimi ihtimali,
Suçun ağırlığına göre verilecek cezanın hapis mi, değil mi olacağı gibi hususları tartışacak.
Toplumsal Bağlam ve Kadına Yönelik Şiddet Mücadelesi


Bu dava, Türkiye'de kadına yönelik şiddet alanında kamuoyunun yakından izlediği davalardan biri haline geldi. 6284 sayılı Kanun, mağdur kadını korumaya yönelik tedbirler (uzaklaştırma, koruma, barınma desteği) gibi mekanizmalar öngörse de uygulamada etkinlik, kolluk kuvvetlerinin müdahalesi, takip sistemi, gecikmeler ve kararların uygulanabilmesi sorunları sıklıkla eleştiriliyor.
Sivil toplum örgütleri, bu tür davalarda mahkemelerin mağduru koruyucu kararları eksiksiz uygulaması, failleri caydırıcı cezalarla karşılaştırması, mağdura psikososyal destek sağlanması ve yaygın bilgilendirme kampanyalarıyla toplumsal farkındalık yaratılması gerektiği görüşünde. Özellikle uzaklaştırma kararlarının fiilen uygulanmasının denetlenmesi, kadının güvenliğinin sağlanması açısından kritik bir eşik olarak görülüyor.

NUR PASTANESİ/ GÜLLÜK/ ANTALYA