Mısır İzlenimleri – 7  Nil Nehri Mısır’a Hayat Veriyor !!

Bucak Özkan Tur’un organizasyonuyla 20 kişilik grubumuzla Mısır’dayız. Rehberimiz Mustafa Özkan ve Mısırlı rehberimizin eğlenceli ve bilgilendirici anlatımları eşliğinde bu kadim uygarlığı keşfediyoruz.

Onların değerli rehberliği sayesinde Mısır’daki tarihi mekanları, müzeleri gezme ve Firavunlar dönemine ait eşsiz eserleri yakından görme fırsatı bulduk.

 

Bugünkü rotamız Fayyum oldu. Arazi taşıtlarıyla yaptığımız safari turunda Hz. Yusuf’un yaşadığı köyü, doğanın mistik harikalarından biri olan Sihirli Göl’ü ve tarihte büyük öneme sahip Karun Gölü’nü ziyaret ettik.

Yol boyunca bedevi çadırlarını gördük ve Mısır’ın çöl hayatına tanıklık ettik. Günün sonunda Kahire’ye dönerek Nil Nehri’nde tekne turuna çıktık.

Akşam yemeğimizi ise Nil kıyısındaki bir alışveriş merkezinde yer alan restoranda yiyerek bu eşsiz şehrin gece atmosferini deneyimledik.

 

Mısır, çöl iklimine sahip olup kış aylarında bile sıcak ve güneşli bir havaya sahiptir. Gece yapılan tekne turu serin olsa da yaz aylarında bu sıcaklığın çok daha yüksek seviyelere ulaştığını belirtmek gerekiyor. Mısır’ı ziyaret etmek için en ideal dönem ekim ve şubat ayları arasıdır, ancak bu dönemde bile sıcaklığın birçok ülke standardının üzerinde olduğunu söylemek mümkün.

Tekne turu sırasında Nil Nehri’nin önemini daha iyi anladım ve bu büyük su kaynağından bahsetmeden geçmek istemedim. Antik tarihçi Herodot, “Mısır, Nil’in armağanıdır” demiştir.

Gerçekten de Nil Nehri olmasaydı, bugün Mısır olarak bildiğimiz coğrafyada ne bir medeniyet yükselirdi ne de Firavunlara ait görkemli piramitler ve tapınaklar inşa edilebilirdi. Çölün ortasında bir vaha gibi duran bu nehir, Mısır’a adeta can vermiştir.

 

Nil Nehri’nin kaynakları Afrika’nın derinliklerine uzanır.

Kenya, Etiyopya ve Uganda’nın çevrelediği Viktorya Gölü’nden doğan Beyaz Nil, Güney Sudan’dan geçerek Etiyopya’da doğan Mavi Nil ile Sudan’da birleşir. Tek bir hat haline gelen Nil, Mısır’ı güneyden kuzeye katederek Akdeniz’e dökülür.

 

Nil Nehri, Mısır’daki tarım ve yerleşim düzeni açısından hayati önem taşır.

Çevresindeki topraklar, ülkenin geri kalanındaki kurak arazilerin aksine oldukça verimlidir.

Aynı zamanda Mısır mitolojisinde de büyük bir yere sahiptir. Mısırlılar için hayat kaynağı olan Nil, “Afrika nehirlerinin babası” olarak anılmıştır.

Tekne turu esnasında gördüğüm manzara da bu unvanın ne kadar haklı olduğunu kanıtlar nitelikteydi.

Nil sadece toprağa bereket katmakla kalmamış, kıyısına kurulan şehirleri ekonomik ve sosyal açıdan da güçlendirmiştir. Mısır’ın en önemli kamu binaları, finans merkezleri, lüks otelleri ve eğlence mekanları bu nehrin kıyısında yer alıyor.

 

Mısır hakkında anlatılacak, yazılacak çok şey var.

Tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış bu topraklar üzerine ciltler dolusu kitap yazılmış durumda. Ancak bu yazımla birlikte Mısır gezisine dair izlenimlerimi sonlandırıyorum.

Bu yolculuk bana, ülkemizin değerini bir kez daha hatırlattı. Demokrasi, laiklik ve sosyal haklar gibi kavramların ne kadar önemli olduğunu, bazen eleştirdiğimiz düzenimizin aslında ne denli kıymetli olduğunu burada daha iyi anladım. Mısır’ı gezip gördükten sonra, ülkemin temizliğini, insanına duyduğu saygıyı ve Müslümanlık anlayışının nasıl daha samimi ve insancıl yaşandığını daha iyi kavradım. Tüm bunları düşündükçe, güzel ülkemin kıymetini daha fazla anladığımı ve onu çok özlediğimi söylemeliyim.

 

Mısır gezimiz sırasında kayda aldığım görüntüleri 8 bölümlük bir gezi programı haline getirdim. Biliyorum ki güzellikler paylaşıldıkça çoğalır. Bu bölümleri YouTube kanalımda ve Kanal 3, Agro TV ve World Türk TV’de izleyebilirsiniz.

Bugün yazdıklarım, “Devrim Alkaya ile Mısır’ı Keşfediyoruz” programının 8. bölümünde yer alıyor.

Umarım beğenirsiniz.