DOLAR 32,5254 % -0.06
EURO 34,9835 % 0.39
STERLIN 40,8173 % 0.58
FRANG 35,6365 % 0.2
ALTIN 2.433,58 % 0,43
BITCOIN 63.911,61 -3.965

DAVA’NIN ADAMLARI

Yayınlanma Tarihi : Google News
DAVA’NIN ADAMLARI
0

DAVA’NIN ADAMLARI

Gecenin bu saatinde aklıma düştü birden. Gazi Mustafa Kemal Paşa, Erzurum’a giderken yolda eşkıyalar tarafından pusuya düşürülse ve de şehit edilseydi?…
Ya da Elaziz valisi olan Ali Galip ve Malatya Mutasarrıfı Halil Bey, İngiliz istihbarat Binbaşısı Covbertin Noel ve Kürt Teali Cemiyeti’nin kurucularından olan Kürt aşiret reislerinin oğulları tarafından Sivas’ta ele geçirilip başı bedeninden ayrılarak İstanbul denilen payitahta gönderilseydi?….
Yahut da Hintli casus Mustafa Sagir emeline ulaşsaydı?
Hadi oradan da kurtuldu, Sarı Paşa Melhamei Kübra dediği Sakarya Meydan Muharebesi esnasında sinesine gelen bir şarapnel vasıtasıyla şehit olsaydı Türk Ulusal Savaşını akıbeti ne olurdu?
Yahu durduk yerde iş bulduk şimdi.
Hakikaten kimse şimdiye kadar bu sorunun cevabını merak edip de, sanırım ben garip gibi gecenin bir saati pirelenmişcesine kaşına kaşına düşünmemiştir.
Eğer Gazi Paşamız, Türk Ulusal Kurtuluş Savaşına başlamadan veya İstiklal Mücadelesi başladıktan sonra başına bir şey gelip de şehit olsaydı acaba halimiz nice olurdu?
Bana kalırsa bu süreçte cennet mekan Sarı Paşamızın başına bir şey gelse dahi, bu savaş yine istediğimiz şekliyle nihayete ererdi.
Çünkü, Türk İstiklal Savaşını dizayn edenler sadece bir ya da bir kaç kişi değillerdi.
Gazi paşamız her ne kadar bu olayın lokomotifi olmuşsa da, çevresindeki çekirdek kadro Türkçü ve ittihatçı vatan severlerden müteşekkil olduğu için elbette yeri doldurulamayacak kadar büyük bir komutan olan paşamızın yerine illaki birilerini koyacaklardı.
Gazi Mustafa Kemal Paşa, yaptığı bütün iş ve eylemlerinde planlarını salt bir ya da bir kaç kişiye bağlı kalacak şekilde yapmamıştır.
Atatürk’ün liderden öndere geçişinin temelinde de bu yatar.
Her zaman çevresini dinleyen, en zıt görüşleri dahi kendi düşünce imbiğinden geçiren Gazi Mustafa Kemal Paşa, devleti idare ederken bile gün gelip kendisinin de fani olduğunu ama Türkiye Cumhuriyetinin ilelebet yaşayacağını beyan ederek devlet yönetiminin, bir kurumu yönetmenin, sevk ve idarenin tek kişiye bırakılamayacağını açık bir biçimde belirtmiştir.
Gazi Mustafa Kemal Paşa kurduğu devletin, yaptığı devrimlerin, kurucusu olduğu düşünsel yapı ve felsefenin ancak bunlara gönül verenler, bu ilkelere sahip çıkanlar tarafından yaşatılacağını her fırsatta dile getirmiş; Türkiye Cumhuriyetinin mevcudiyetinin yüce Türk Ulusunun azim ve kararlılığı ile sürdürüleceğini ve halkına daima güven duyduğunu beyan etmiştir.
Ruhu şad, mekanı cennet olsun Türkün son ve Ulu Başbuğunun!
Son zamanlarda, bir kısım yerlerde bazı dava adamları (!) kendileri olmadan davaların yürüyemeyeceğini, sözüm ona kendilerinin kutsal kişilikler olduklarını ve hatta onlara bir şey olursa davalarının biteceğini, tükeneceğini, yeryüzünden silineceğini iddia etmektelermiş!
Bu sözlerin üzerine diyeceğimiz çok bir şey yoktur. Fakat şunu belirtmeden asla geçemeyeceğim; İtalyanların faşist diktatörü Duce (lider) Benito Amilcare Andrea Mussolini İtalyan halkını her zaman kendisi olmadan düşmanları tarafından yok edilecekleri yalanı ile kandırmaya çalışmış fakat bizzat İtalyan partizanlar tarafından kurşuna dizildiği zaman ise İtalyan halkı yok olmamıştır! Tarihin yazdığı en kanlı diktatörlerden olan Adolf Hitler kendisi düşerse Almanya’nın yok olacağını söylerken, Sovyet diktatörü Yosif Visaryonoviç Cuğaşvili Stalin Duma’da yaptığı konuşmada; “Ben gittiğimde kapitalistler sizi kör kedi yavruları gibi boğacaklar!” demektedir.
Hitler ve Stalin birer kibir abideleri olarak tarihte yerlerini aldılar.
Ne Almanlar yok oldu, ne Sovyet halkları tarih oldu!
Demem odur ki; ben yoksam dava yok olur diyenler, ben gidersem dava gider diyenler, unutmayın siz olsanız da, olmasanız da 5 bin senelik bir davanın sahibi olan bu ulus yok olmaz!
Bu dava siz yokken de vardı, siz olmayınca da olacaktır! Davalar, ulusların içinden çıkar ve yine ulusların sinesinde onlara inanan yürekler tarafından yaşatılırlar.
Bir kişiye, bir zümreye veya bir gruba ait değillerdir.
Eğer bir kişiye, gruba veya zümreye ait olurlarsa da adı dava değil, meta olur ki davaya gönül verdiklerini söyleyenlerde davanın erleri değil pazarlamacıları olurlar!
9 Mayıs 2023
GÖRSEL: Türk Kurtuluş Savaşı Komutanları

YORUM YAP