DOLAR 32,2053 % -0.22
EURO 35,1156 % -0.22
STERLIN 41,0337 % -0.05
FRANG 35,4067 % -0.62
ALTIN 2.500,70 % 1,40
BITCOIN 66.950,00 1.06

BİR DÖNÜM NOKTASI

Yayınlanma Tarihi : Google News
BİR DÖNÜM NOKTASI
0

İkinci Dünya Savaşı bittiğinde insanlık bir dönüm noktasında olduğunun farkında mıydı ya da kaç kişi farkındaydı bilinmez ama şu an Rusya-Ukrayna savaşının ortasında, savaşın dışından bir gözlemci olarak ben bir değişimin kapıda olduğunu ya da kapıdan içeri baya bir girdiğini görebiliyorum. Aslında bakarsanız Berlin duvarı yıkılırken kapıdan dönüm noktası çoktan girmişti, şimdi salonda oturmuş vahşi bir hayvan misali koltuklarla kemiriyor.

Berlin duvarı yıkıldığı ve SSCB dağıldığında başlamıştı olay. Kapitalizm, komünizmi yenmiş dünyanın tek ekonomi modeli hakimi olmuştu.
Her ne kadar Küba ve Çin gibi komünizmin son kaleler var gibi görünse de, Küba’nın sosyalizmi iflah olmaz bir romantizmden öteye geçmezken Çin’deyse, kapital batıyı kıskandıracak şekilde güçlü bir sömürü çarkları hızla döndürüyor. Yani kapitalizmin şirin görünmesini gerektirecek bir sahneye artık ihtiyaç yoktu. Hele bir de sosyal demokratlar -solun milliyetçileri ya da sermaye sempatizanları. Her zaman sermaye bir kaç adım öndedir onlar için- Avrupa’da varken.
Rusya, haklı olmadığı bir savaşta batağa saplanırken onu batağa çeken NATO’da bir takım konularda -en azından Avrupa ülkeleri olarak- zorlanmaya başladı. Başta enerji ve ekonomi olmak üzere, silah envanterleri de Ukrayna’ya destek vermek için hızla eriyen Avrupa’nın zorunlu askerliği kaldırması da kıtanın en büyük sorunlarından biri oldu. Hatırlayın yakın zamana kadar Avrupa ordusunun kurulup Türkiye -insan gücü– tarafında, Avrupa’nın para ve teknolojisiyle desteklenen bir ordu gibi, bir konu gündemdeyken şu anda silahlanma politikaları giderek hız kazanmaya başladı.
Almanya F35 almayı düşünüyor, Rusya’nın Polonya’ya saldırma ihtimalinden söz ediliyor -NATO üyesi olarak bizde olası nükleer bomba yeme ihtimali yüksek ülkelerdeniz; Rusya’ya çok yakınız çünkü ve Adana’da bir NATO üssü var. Yani olası bir nükleer Ankara ya da İstanbul’a değil de Adana’ya yeme ihtimalimiz çok daha yüksek. Bu durumda da ülkemizin 
Akdeniz bölgesi yaşanmaz hale gelir- ve bunlara ek olarak stokları eriyen Avrupa’nın Rus işgaline açık hale geleceği çünkü Rusya’nın 2. Dünya Savaşı ve sonrasında ki soğuk savaştan kalma geniş envanteri olduğu söyleniyor.
Bazı ülkeler zorunlu askerlik uygulamasına kadınları da dahil ederken orta vadede batı Avrupa’nın da zorunlu askerliği tekrar getirmesi gündeme gelebilir. 
Robotik teknolojiler ve yapay zeka her ne kadar son derece gelişmiş olsa da halen insana ihtiyaç var ve batının savaş karşıtı, çevreci gençleri askerliğe ne kadar hazır olduğunun cevabını çok düşünmeye gerek yok. Kısa vadede Rusya-Ukrayna savaşı bitse de güç mücadeleleri gereği Asya-Pasifik hattı bir dünya savaşına gebe.

Hal böyleyken de bir dönüm noktasındayız artık ve özgürlüklerimiz ya da daha doğru bir tabirle Batı tarzı özgürlükçülük diyelim; çok 
daha fazla kısıtlanacaktır. Tamamen yok olma ihtimali yok nitekim o zaman bilimde yol alamaz fakat büyük ölçüde kısıtlanacaktır. Savaş ile özgürlükçü düşünce ve rahatlık bir arada yürüyen kavramlar değil. 
 
Olası bir 3. Dünya savaşının eğer nükleer silah kullanılmazsa insanlığın son katıldığı savaş olacağını düşünüyorum fakat nükleer atılırsa insanlık ve geleceği biter. Dünyanın çeşitli yerlerinde patlayacak tek bir nükleer bomba sadece ekolojik değil ekonomik olarak da dünyaya zarar verecektir. Umarım bu yazdıklarım komplo teorisi olarak kalır ama görünen o ki bu çok zor. 
Hüseyin İlker DUMAN

YORUM YAP