DOLAR 32,2053 % -0.22
EURO 35,1156 % -0.22
STERLIN 41,0337 % -0.05
FRANG 35,4067 % -0.62
ALTIN 2.500,70 % 1,40
BITCOIN 66.950,00 0.192

ESKİ KORKULAR…

Yayınlanma Tarihi : Google News
ESKİ KORKULAR…
0

ESKİ KORKULAR…

 

Tarık Akan’ın 1983 yapımı bir filmi vardı, Çocuklar Çiçektir: Kuduz. Bu eski filmle ilgili aklımda kalan tek konu, telaş içinde çocuklarını tedaviye  yetiştirmeye çalışan bir grup aileydi. Tabii ki konusunun kuduz olduğunu ve etkilerini biliyordum ama ailelerin dönemin Türkiye’sinde çocuklarını çaresizlik ve panik içinde tedaviye ulaştırma çabaları beni izlediğimde çok etkilemişti. Gerçek bir hikâyeydi nitekim babamın anılarından kuduz ile ilgili mücadele hakkında sözler duymuştum.
Bana göre zombilerin ilham kaynaklarından birisi de kuduz olabilir.
Neyse zombilerle kuduzlular arasındaki benzerlikler bu söyleşinin konusu değil. Yağış Piyale bu söyleşimizde bizimle.
Yağış, hoş geldin…

Merhaba…


Yağış, Kuduz nedir?

 

Kuduz, Rabies lyssavirus denen bir RNA virüsünün neden olduğu norotropik bir hastalıktır.

 

Kuduz nasıl bulaşır?

 

Genel olarak Rabies etkenini taşıyan bir hayvan tarafından ısırılmayla bulaşır .yani insanlara bulaş yolu düşünüldüğünde Zoonoz bir hastalıktır. ancak eğer açık yara varsa vücutta salya veya salyadan patilere tüylere bulasan virüsün açık yaraya teması ile de kişi/ hayvan enfekte olabilir.

 

Yağış Piyale kimdir?

 

1990 yılında Trabzon’da dünyaya geldim. Hemen sonrasında İstanbul’a taşındık ve 10 yıl orada yaşadık. Akabinde yeniden memlekete döndük. Üniversiteye kadar Trabzon’da büyüdüm. Çok küçük yaşlardan beri hayvanlarla iç içeyim. Ailemin de etkisiyle küçük yaşlardan beri evimizde hep bir Hayvan besliyorduk. Çocukken Kaplumbağa, kuş, civciv ve köpeğimiz vardı. Her zaman onların varlığını hissetmek bana huzur vermiştir. Yalnız olmadığımı hissetmeye yetmiştir. Üniversitede biyoloji bölümü okumaya da bu sayede küçük yaşlarda karar verdim. Hatta üniversite yıllarında natrix natrix türü bir su yılanım ve yengecim de vardı. Bu nedenle bazı arkadaşlarım bana gelmiyordu. Tabi kedi köpek de. Sonra, zaten çok sevdiğim bölümümde, hayvanları da bu kadar çok seviyorken farklı bir yönde ilerlemeye karar verdim. Bu alanda yüksek lisans eğitimime başladım. Bunun yanısıra hala devam eden veteriner sağlık bölümüne kaydımı yaptırdım ve okuyorum. Yaklaşık 3 senedir veteriner kliniklerinde çalışıyorum. Hastalıkların tedavi edilebilmesi tanı çok önemlidir ve bazen hekimin klinik deneyimi yanıltıcı veya net olmayabilir. Daha fazla laboratuvar tetkiğine gerek duyulabiliyor. Sonuçta can’la ilgileniyoruz ve bizim için insan/hayvan ayrımı yok. Olsa zaten bu iş için doğru insanlar olamazdık. Ben bu noktada, laboratuvarın teşhis kısmındayım.

Kuduzun olağan şüphelileri kedi ve köpekler midir?

 

Aslında hayır. Çünkü daha çok vahşi hayatta aktif olan bir virüs ve kedi kopekler artik evcil hayatin bir parçası. Yani kurt, çakal, domuz, ayı, sırtlan, tilki gibi evcil olmayan hayvanlarda çok daha sık görülür. Ancak tabi bizim hayatımıza etki ettigi noktada devreye kedi ve kopekler giriyor çünkü onlarla temasımız oluyor. Bu hayvanlar tarafından ısırılan veya az önce bahsettiğim gibi açık yaraya salya temasıyla bulasan rabies virüsü hastalığı bize kadar taşıyabilmekte.

 

Bir canlı nasıl kuduz olur?

 

Enfekte bir hastasının ısırması yoluyla enfekte salyanın vücuduna girişiyle. Veya açık yaraya salya, salya bulaşı olan pence, tırnak temasıyla enfekte olunur

 

Kuduz belirtileri nelerdir?

 

Aslında ilk belirtiler her hastalıkta olduğu gibi antijene verilen doğal bağışıklık tepkileridir. Ateş, halsizlik, mide bulantısı, yara yerinde ağrı veya karıncalanma gibi. Virüsün kuluçka suresi yaklaşık 10 gün ancak bazı kaynaklar 1 yıla kadar çıktığını gösteriyor. Burada virüsle temas bölgesinin beyne olan yakınlığı da semptom suresini etkileyen bir faktör. Hastalık ilerledikçe belirtilere bir de sinir sistemi kaynaklı semptomlar ekleniyor. Bunlar da anksiyete, yüksek heyecan, uykusuzluk, hidrofobi, alt bacaklarda felç, bilinç bulanıklığı, halüsinasyon gibi. Belirtilerin görülmesi ise 1 ile 3 ay kadar bir süre sürüyor Rabies merkezi sinir sistemine doğrudan etki eden bir hastalık ve bulaşın ardından virüs sinir hücreleri ile beyin omurilik boyunca ilerliyor ve bu da ensefalopatiye ve ölüme yol açabilen iltihaplanmaya neden oluyor.

 

Kuduz aşısı nedir? Ne zaman yapılmalıdır?

 

Kuduz aşısı , Louis Pasteur tarafından bulunan bir aşı. Enfekte olma riski olanlarda koruma amaçlı, enfekte olanlarda ise virüsün beyne iletilmesini engellemek amaçlı uygulanıyor.

 

Kuduz aşısı olan hayvanlar kuduzdan ne kadar korunurlar?

 

Kuduz aşısı eğer koruma amaçlı uygulanıyorsa 5 yıl bir kuduz asisinin koruyuculuğu var. Ama tabi hiçbir aşı için yüzde yüz koruyucu diyebiliriz. Yüzde 5 de olsa asinin etki etmeme durumu vardır tüm aşılarda. O yüzden 5 yıl koruyuculuğu olmasına rağmen senelik periyotlar halinde evcil hayvanlara uygulanır.

 

Kuduzun tedavisinin bulunmama sebebi yeterince yaygın olmaması mıdır?

 

Olabilir. Çünkü bulaşı, taşıyan hayvanlar düşünüldüğünde zor bir virüs. Yani sokaktan gecen bir hayvan tarafından ısırıldığında kuduz olma riskiniz çok çok az. Zaten eğer bir kuduz vakası görülürse çevrenizde bu belirtilmesi ve ihbarı zorunlu bir hastalıktır ve haberiniz olur civarda virüs olduğundan. Tedavinin zorluğu sinir sistemi üzerinden yayılan bir hastalık olmasından kaynaklı. Yanlış hatırlamıyorsam 2017 senesinde bir kişi kurtulmuştu ancak tedavinin 2 . Haftasında yürümeyi bile yeniden öğrenmesi gereken sıfır sinir sistemi ve kas hafızasıyla.

 

Bir komplo teorisine göre kuduz haberlerinin servis edilmesinin tek nedeni sokak hayvanlarını ortadan kaldırmak. Bu gerçek bir çözüm olabilir mi?

 

Hayır, bunun çözümü aşıdır ki zaten belediyeler sokak hayvanlarının aldığında uygulaması gereken 2 zorunluluk var 1 kuduz aşısı, 2 kısırlaştırmak… Bunun çözümü sokak hayvanlarını telef etmek degil aşılamak ve üremeyi kontrol etmekten geçer.

 

Gerçekten de sokaktaki dostlarımızı doyurmak ve barınmalarını sağlamak çok mu zor?

 

Şu an ki sistemde barınma gerçekten zor. Çünkü barınakların durumu ortada. İşini severek yapan belediye çalışanlarının sayısı çok çok az. Geçtiğimiz günlerde bunun kanıtı bir olayı Konya barınağında yaşadık maalesef. Belediyelerin bu kısmında görevlendirilecek kişilerin vicdani ve insani duygu durumlarının mutlaka tespit edilmesi gerektiğini düşünüyorum. İşe alımlarda, bu birimlere atamalarda bunu hemen hemen her insan kaynakları yapabilir. Ben biriyle 10 dakika konuşarak psikopat olup olmadığını 3 aşağı 5 yukarı anlarım mesela. Tabii istisnalar çıkacaktır bunlara da ciddi yaptırımlar uygulanmalı. Bu tarz davranış bozuklukları olan kişiler belediyelerin başka bölümlerine alınabilir.

 

Kuduz ile mücadele nasıl olmalı, kamunun ve vatandaşların bu konuda üzerine düşenler nedir?

 

Maalesef kuduz tedavisi olmayan bir viral hastalık. Dolayısıyla korunma yolları üzerinde durmalıyız. Mutlaka senelik kuduz aşıları yapılmalı. Söylediğim gibi zaten ihbarı zorunlu bir hastalıktır. Ancak yine de ihbar edilmeden önceki ilk vakalar için evcil hayvanları dağlık alanlarda, vahşi hayvanların yaşadığı temasının olduğu alanlarda gezdirmemek lazım. Mutlaka belediyelerin kısırlaştırma ve kuduz asisi uygulamasını yapması ve hatta evcil hayvanlar için de düzenli takibinin yapılması lazım. Nasıl olur bilmiyorum ama çip uygulamasına benzer bir takip sistemi getirilebilir.

 

Kuduzdan şüphelenilen durumlarda neler yapılmalı?

 

Kediniz veya köpeğiniz aşılarından emin olmadığınız bir hayvan tarafından ısırıyorsa veya tırnak bakımları mutlaka o hayvanin asi karnesini talep etmelisiniz. Bu sizin hakkınınız bundan çekinmemek lazım. Bunu semptom beklemeden hemen o an yapmak gerekir. Ve tabii en yakın veteriner hekime tedavi için başvurulmalı.

 

Bildiğim kadarıyla kuduzlu hasta tarafından beyne yakın bir yerden ısırılırsa tedavisi mümkün değil. Bu doğru mu?

 

Evet, doğru. Aslında şöyle, vücudumuzda hatta tüm memelilerde sinir hücrelerinden oluşan bir ağ var. Ve bu ağların merkez noktası beyin. Her sinir hücresi bu ağ içerisinde nöron arası boşluklarla(sinapslarla) birbirine bağlı. Rabies, beyine virüsün sıçramasından sonra beyinde iltihaplanmayla ölüme yol açıyor. Dolayısıyla ısıtılma, veya bulaş yeri beyine ne kadar yakınsa geri dönüşü olmayan bir raddeye gelmesinin de süresi kısalıyor. Sinir sistemi vücudun her organını etkileyen bir sistem olduğundan tedavi başarısı neredeyse istatistiki olarak anlamsız. Dolayısıyla bir çok açıdan kompleks bir tedavi için doktorun zamana ihtiyacı oluyor.

 

Atların, diğer memeli türlerine göre kuduza farkı tepkiler verdikleri doğru mu?

 

Bildiğim kadarıyla doğru. Mesela kopeklerde rabies vücuda girdikten sonraki 3. dönemde görülebilir. Sükunet dönemi, hareketli dönem (saldırganlık) ve paralitik dönem yani felç dönemi. Atlarda ise birinci evre daha çok tetanos belirtileri gibi hayvanın yarayı delerek kasılmasıyla seyrediyor.

 

Kuduz virüsü de koronavirüs gibi yüzeye temas yoluyla bulaşabilir?

 

Eğer açık yara varsa evet, bulaşabilir.

 

Kuduzun koronavirüs gibi bir pandemiye dönüşme ihtimali var mıdır?

 

Çok zor. Çünkü temas yoluyla bulaşan ve solunum yoluyla bulaşmayan bir zoonoz.

 

Eskiden kuduz aşıları eğer yerliyse karnın alt kısmına 30 gün boyunca uygulanıyordu. Şu an ki aşılar için durum nedir?

 

Isırılma veya açık yaraya temas günü yani 0. Gün olarak kabul edilen günde bir doz 3. Ve 7. Günde bir doz daha ve 14. 28. Günler arası da dördüncü doz yapılıyor. Intramuskuler yani kas içine koldan uygulanıyor.

 

Yağış, bilgilendirici söyleşi için çok teşekkür ederim. Başka söyleşilerde görüşmek üzere…

Hüseyin İlker Duman

YORUM YAP