Ortopedik zannettiği kemik ağrıları son evre lenf kanseri çıktı
ANKARA (AA) – Mühendis Hümeyra Çiçek, kalça bölgesinde 6 ay süren kemik ağrıları nedeniyle önce ortopedi uzmanlarına, ardından fizik tedaviye gitti fakat sıkıntılarına çare bulamadı.
Kemik ağrılarıyla birlikte 1,5 yıl önce yoğun karın ağrısı yaşayan ve bunun üzerine Ankara Şehir Hastanesi acil servisine başvuran 29 yaşındaki hasta, yapılan tetkikler sonucunda son evre (4. evre) lenfoma olduğunu öğrendi.
Bu aşamadan itibaren Ankara Şehir Hastanesi Onkoloji Hastanesi’nde bir yıl tedavi görerek kanseri yenen Hümeyra Çiçek ile doktoru Hematoloji Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Gülsüm Özet, 15 Eylül Dünya Lenfoma Farkındalık Günü dolayısıyla AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
“6 ay çektiğim kemik ağrısı, lenfoma kaynaklıymış”Karın ağrısı üzerine yapılan biyopsi sonucunda lenfoma teşhisi konulduğunu anlatan Çiçek, “Kemik ağrılarım 1,5 yıl önce başladı, uzun süre ortopediye gittim, fizik tedavi gördüm ama sonuç alamadım. Ardından yaşadığım karın ağrısıyla acile başvurunca durumu öğrendim. Aslında benim 6 ay boyunca çektiğim kemik ağrısı, lenfoma kaynaklıymış.” dedi.
Ağrılar nedeniyle bir dönem yürüyemeyecek duruma geldiğini, tekerlekli sandalye kullandığını belirten Çiçek, lenfoma tedavisinin başlamasıyla ağrılarının azaldığını söyledi. Hümeyra Çiçek, lenfoma olduğunu ilk öğrendiğinde yaşadığı duyguları, şöyle anlattı:
“Bunu ilk kağıt üzerinde gördüm. Kendime hiç konduramadım, herhalde başkasının sonucuyla benimki karışmış dedim. Hala da bu hastalığı yakıştıramıyorum kendime, onu yenmek için tedavide ne gerekliyse harfiyen uyguladım. Hastalığım 4. evredeydi ama şükür çok güzel bir ilerleme sağladık. Şu an kontrol sürecim devam ediyor, ağrılarımdan kurtuldum, yürüyebiliyorum.”
“İnancımı hiç kaybetmedim, moralimi yüksek tuttum”Bu süreçte eşi ve ailesinden aldığı manevi desteğin kendisine güç verdiğini, her zaman moralini yüksek tuttuğunu dile getiren Çiçek, “Ben bu dönemde bağırsaklarımdaki yapışma sebebiyle 4 ay yoğun bakımda kaldım, sadece serumla beslendim. Çok yorulduğumu hissettiğim dönemler oldu ama hep ‘Bu bir süreç ve bitece.k’ dedim, moralimi yüksek tuttum. Bunda doktorlarımın da çok büyük katkısı var, hep güvendim onlara. İnancımı hiç kaybetmedim.” ifadesini kullandı.
Hümeyra Çiçek, şu an kanseri yenmiş olmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getirerek, “Biz elimizden geleni yaptığımız sürece Allah’ın hepimize şifa vereceğine inanıyorum. Umarım bütün hastalarımız en kısa sürede sağlıklarına kavuşurlar. Umutsuz olmamız için hiçbir sebep yok.” diye konuştu.
“Her lenfoma aynı değildir”Ankara Şehir Hastanesi Hematoloji Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Gülsüm Özet de lenfomanın görülme sıklığı, belirtileri ve uygulanan tedavilere ilişkin bilgi verdi.
Birçok alt tipi bulunan lenfomanın her türünün tedavi sürecinin farklı olduğunu belirten Özet, “Lenfomanın bazı alt tipleri o kadar hızlı seyreder ki hemen tedavi vermemiz gerekir, vermezsek hastayı hızla kaybedebiliriz. Bazı alt tiplerinde ise hastayı yıllarca tedavisiz izleyebiliriz. Yani her lenfoma aynı değildir ve tanısının mutlaka çok doğru konulması gerekir.” dedi.
6 ayda yüzde 10’un üzerinde kilo kaybı “lenfoma” habercisi olabilirİleri yaş, immün sistemin baskılanması, bazı otoimmün hastalıklar ile çevresel etkilerin, lenfoma risk faktörleri arasında yer aldığını anlatan Özet, hastalığın her yaş grubunda görülebildiğini ama yaşın ilerlemesinin riski artırdığını söyledi.
Prof. Dr. Özet, “Hastalarımız sıklıkla bize boyun, koltuk veya kasıklarda büyüyen lenf bezleri ile başvuruyor. Lenf bezleri enfeksiyon gibi başka nedenlerle de büyüyebilir ama enfeksiyon geçtiğinde normale döner. Normale dönmeyen, ağrısız büyüyen lenf bezlerinde mutlaka hekime başvurulması gerekir. Bunun dışında 38 dereceyi aşan ateş, 6 ayda yüzde 10’un üzerinde kilo kaybı, terleme gibi belirtiler de söz konusu.” diye konuştu.
Tüm kanserlerin yüzde 5’ini lenfoma oluşturuyorBeyin gibi organlarda da ortaya çıkabilen lenfomanın bulgularının çok geniş olduğuna işaret eden Özet, hastalığın dünya genelinde tüm kanserler içinde yüzde 5’i oluşturduğunu, günde ortalama 1000 kişiye lenfoma tanısı konulduğunu bildirdi.
Tedavide multidisipliner bir yaklaşım sergilenmesi gerektiğini aktaran Özet, biyopsiden kemoterapiye uzanan süreçte tüm aşamaların bütüncül değerlendirildiğini, buna göre tedavi uygulandığını, tedaviden sonuç alınamayan bazı hastalarda ise kemik iliği nakline başvurulduğunu anlattı.
Prof. Dr. Özet, ileride çocuk sahibi olmak isteyen hastaların da tedavi öncesi yumurta veya spermlerinin dondurulduğunu belirtti.
“Erken tanı ve erken tedavi çok önemli”İmmünoterapi ve hedefe yönelik tedaviler sayesinde başarı şansının arttığını aktaran Özet, tedaviye yanıt vermenin hastalığın alt tipine, yaygınlığına ve hastanın durumuna bağlı olduğuna işaret etti. Prof. Dr. Gülsüm Özet, şu önerilerde bulundu:
“Lenfoma, tedavi edilebilen bir hastalık, önemli olan geç kalınmaması. Lenf bezi büyümesi, ateş, geçmeyen karın, kemik ağrısı gibi şikayetlerde hemen hekime başvurulması gerekiyor. Erken tanı ve erken tedavi ‘kür’ şansını getiriyor bize. Hastalarımız asla umutlarını kaybetmesinler, moral ve destek çok önemli. Hep hayatın içinde olsunlar, asla kenara çekilmesinler. Bir de mutlaka multidisipliner yaklaşım sunan merkezlerde tedavi alınmalı.”