
Rezaletin Kıyısında: Çanakkale’nin Dumanı ve İnsanlığımızın Sınavı
Güldane Kaya Kaçar
Çanakkale... Binlerce yıllık direnişin, kahramanlığın kenti… Bugün, başka bir savaşın tam ortasında. Orman yangınlarının kara pençesi, doğanın kalbini, bizim ciğerlerimizi, yüreklerimizi kavuruyor. Rüzgârın acımasız hızıyla yayılan alevler, sadece ağaçları değil, milyonlarca canlının yaşamını da çarpıcı biçimde yok ediyor.
Ve biliyoruz ki, bu sadece Çanakkale’nin dramı değil. Türkiye’nin dört bir yanında ciğerlerimiz yanıyor. Bu arada asıl sorulması gereken soru şu: "Bu yangınlar sadece birer felaket mi yoksa yoksa ihmallerin, dikkatsizliklerin ve belki de doğaya karşı artan umursamazlığın bir sonucumu?" Doğa bizim en kıymetlimiz koruyamazsak kuşlar, böcekler, ağaçlar, yarınlarımız karanlıkta kalır… Ormanlarımızdaki binlerce, milyonlarca canlı, cayır cayır yanarken, bizler çaresizce izliyoruz.
Ama asıl yürek parçalayan; binlerce insanın aniden evlerinden, yurtlarından, hayatlarından koparılmasıdır. Anahtarlarını, giyecek kıyafet, sevdiklerinin fotoğraflarını, anılarını dahi alamadan kaçmak zorunda kalan insanların çaresizliği… Arkalarında bıraktıkları hayatları, para birikimlerini, değerli ne varsa her şeyi kaybetmenin acısını yüreğimizde hissediyoruz.
2090 vatandaşımız tedbiren tahliye edildi. 77 kişi dumandan etkilenip hastanelerde tedavi görüyor. Şükür ki hayati tehlikeleri yok. Ama bu sayılar, yaşanan acıyı anlatmaya yetmez. Her rakamın arkasında bir aile, bir hikâye, bir dünya var.
Yollar kapandı, trafik aksadı, uçaklar havalanamıyor. Çanakkale Valisi Ömer Toraman ’ın dediği gibi, “Gereksiz trafiğe çıkmayalım” çünkü bu küçük detaylar, hayat kurtarabilir. Güçlü tahliye ekipleri, sahil güvenlik, GESTAŞ ve jandarma hep birlikte insan hayatı için savaş veriyorlar. Fakat en acısı; o yangının dumanı, korkusu, çaresizliği hepimizin üstüne çökmüş durumda.
Bu yangınlar sadece doğanın ateşi değil, bizim insanlık sınavımızdır. İhmaller, dikkatsizlikler, hatta belki de doğaya karşı artan duyarsızlık; tüm bunlar bir araya gelerek bu rezaleti doğurdu.
Ormanlarımız, canlılarımız, gelecek kuşaklarımız yanıyor. Yüreklerimiz, ciğerlerimiz yanıyor. Ama hâlâ umut var. Birlikte olursak, dayanışmayı büyütürsek, bu alevleri söndürür, yeniden yeşeren yarınları beraber inşa ederiz.
Çanakkale’nin dumanı, bize aynayı tutuyor. Kendi yarattığımız felaketlerden kurtulmanın yolu; birlikte, bilinçle, sevgiyle hareket etmekten geçiyor.
Unutmayalım; her yangın, her kayıp, her gözyaşı, insanlığımızın ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor. Ve ne kadar güçlü olabileceğimizi de…
Bu acıların, bu yangınların farkında olmak, paylaşıp sesimizi duyurmak en büyük güçtür. Siz de lütfen gazetemize abone olmayı, yorum yazmayı ve beğen butonuna tıklamayı unutmayın. Birlikte, dayanışma ile daha güçlü olabiliriz.