Tarihten Günümüze Türk Kadını-
Türk jandarma tarihinin ilk kadın paşası
Tarihten Günümüze Türk Kadını: Gururumuz, Gücümüz, İlhamımız
Tarihin derinliklerinden bugüne, Türk kadını hep bir “kut”la, bir yücelikle anılmıştır.
Orta Asya’da kurulan ilk Türk devletlerinde kadın; sadece anne, eş değil, devletin ortağıydı.
Hakanın yanı başında hatun vardı. Kadın ata biner, ok atar, güreşir, savaşır ve devlet yönetiminde söz sahibi olurdu.
Tarihe adını altın harflerle yazdıran nice Türk kadını var:
* Tomris Hatun – M.Ö. 6. yüzyılda İskitler'in başına geçerek Pers İmparatorluğu’nu dize getirdi.
* Ak Ana – Altay Yaradılış Destanı'nda yaratılış ilhamını veren kutsal kadın figürüydü.
Dede Korkut’un alp kadınları – Akıl, cesaret ve yüksek ahlakla erkeklerle omuz omuza mücadele eden kadınlardı.
* Göktürkler'den Uygurlar’a, Hunlar’dan Oğuzlara kadar tüm Türk topluluklarında, hatunlar “kut” sahibi, hakanla eş değerdi.
Ne yazık ki, Anadolu’ya göç ve yerleşik hayata geçişle birlikte Arap, Fars ve Bizans etkisiyle kadının sosyal görünürlüğü sınırlanmaya başladı.
Ancak bu geçici perdelenmenin ardında yanan bir meşale hep vardı.
* Osmanlı’da Nene Hatun’un kahramanlığı,
* Cumhuriyet döneminde Halide Edib Adıvar’ın kalemi ve mücadeleci ruhu,
* Sabiha Gökçen’in gökyüzüne imzası,
* Afife Jale’nin sahnede yankılanan sesi,
* Safiye Ali’nin hastalara şifa dağıtan elleri,
* Türkan Saylan’ın eğitime adanmış hayatı,
* Süreyya Ağaoğlu’nun hukuk önünde verdiği eşitlik mücadelesi,
* Gül Esin’in ilk kadın muhtar oluşu,
* Ve daha niceleri...
Hepsi birer yıldız gibi parladı Türk kadınının tarih yolculuğunda.
Ve bugün...
Cumhurbaşkanımızın imzasıyla Tuğgeneralliğe terfi eden Kıdemli Albay Gülden Mat Şakir, artık Türk jandarma tarihinin ilk kadın paşası olarak yerini aldı.
Bu başarı sadece bir unvan değil; binlerce yıllık bir mirasın günümüzdeki onurlu yankısıdır.
Günümüzde Türk kadını, eğitimden bilime, sanattan siyasete, askeriyeden iş dünyasına kadar her alanda güçlü duruşuyla yol açmakta, ilham vermektedir.
Cumhuriyetimizin mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi:
“Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın!”
Yine Atatürk'ün şu sözü, çağları aşan bir hakikati hatırlatır:
“Dünyada hiçbir milletin kadını ‘ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluş ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar emek verdim’ diyemez.”
Bugün Türk kadını, Tomris Hatun’un yüreğini, Nene Hatun’un cesaretini, Sabiha Gökçen’in vizyonunu, Paşa Gülden Mat Şakir’in kararlılığını taşıyor.
Tarihle yoğrulmuş bu ruh, geleceği aydınlatmaya devam edecektir.
Gururla, saygıyla, minnetle...
Türk kadınına selam olsun!
Dilber Köse