Vatandaşı sürekli bir çatışma ortamında tutmak, günümüz siyasetçilerinin sıkça başvurduğu bir yöntem haline geldi. Siyaset kurumu, siyasi iktidarın 20 yıllık yönetiminde toplumu getirip gerilim siyasetinin üzerine oturttular ve milleti de ikiye böldüler. Milleti o kadar çok kutuplaştırdılar ki, işlenen en vahşi cinayetlerin acıları bile artık paylaşılmıyor. Kendi ülkesindeki vahşeti bırakıp bir başka ülkenin vatandaşı için, bir başka ülkenin liderine seslenen zihniyetler, bu ülkede ne adaleti tesis edebilir ne de can ve mal güvenliğini sağlayabilir! Vatandaşın yoksulluk, işsizlik, geçim derdi gündemden hiç düşmüyor. Gerçekten çok büyük bir yoksulluk yaşanıyor.
- Zamların her gün ardı arkası kesilmiyor...
- Vatandaşın alım gücü kalmadı...
- Vatandaşın enflasyonu yüzde 40'lara dayandı...
- Elektrik ve doğalgaz faturaları can yakmaya devam ediyor...
- Dolar artışı yatırımları vurdu, yatırımlar da sokağı vurdu...
- Dolardaki artış yüzünden pek çok firma önemli projelerin yapımından çekildi.
- Kadına şiddet devam ediyor...
- İşçi ölümleri hız kesmedi...
- Cinayetler hız kesmedi...
- Katliam gibi trafik kazaları devam ediyor...
- Terör saldırıları sonucu şehit haberleri gelmeye devam ediyor...
- Haksızlık ve hukuksuzluk hız kesmedi...
- İşsizlik ve yoksulluk hız kesmedi...
Peki bu durum nereye kadar devam edecek? Bütün bu olup bitenlere kim dur diyecek? Hep birlikte oturup bu can sıkıcı tabloyu seyir mi edeceğiz, yoksa seçimlerde gereğini yapacak mıyız?