Bu töre bizden sonrada var olacaktır.
Bize gittiğimiz yer neresi olursa olsun, ahlaklı, faziletli, dürüst, sözüne güvenilir, üstü başı pak, vakar ve ciddiyet sahibi insanlar olmamız istenirdi.
Bunu anamız, babamız kadar üst amirlerimizde ister ve her zaman şunu söylerlerdi; “Sizler Türk devletinin memurlarısınız. Devletin memuru, devleti şanına yakışır biçimde temsil eder.
Vatandaş sizde Türk Devletinin vakar, ciddiyet, titizlik, şefkat ve merhametini görmek ister. Bunları gösteremeyecekseniz şimdiden bu kutsal vazifeyi liyakatle taşıyabileceklere bırakın.” 34 senedir biz bu ciddiyetle devletimizi temsil etmeye gayret ettik.
Çünkü biliriz ki; bulunduğumuz makam veya mevkii ne olursa olsun orada 5 bin senelik Türk Devlet Töresi vardır.
Bu töre bizden sonrada var olacaktır.
Biz devlet değildik ama devletin en ücra vatan köşelerindeki sinir uçlarıydık. Bundandır bizim birilerine göre hala dinozor veya statükocu görülmemiz.
Oysa biz şunu asla aklımızdan çıkarmadık; devletin bir kurşun kaleminde bile tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır ve bu hakkı korumak bizim asli görevimizdir.