Her dönemin kendine has özellikleri ve meslekleri vardır. Aslında bir çeşit dönemsel tarz da denilebilir. 2000’ler akıllı telefonlar ve sosyal medya sayesinde ortaya çıkan Vine videoları ve Snapchat bunlara güzel örnekler. Neyseki ikisi de artık popüler değil. Arada bir iyi bir şeyler çıksa ikisi de çok kötü bir akımın öncüleri oldular. Bir sinemasever olarak o facianın bitmesi beni mutlu etse de şimdi de Tiktok var ki umarım onunda sonu yakındır.
Tabii ki sadece popülerlik olarak çıkan bu uygulamalar bir süre sonra işi iyi yapanlar için kazanca dönüştü ki gördüğüm kadarıyla bu konuda en verimli olan Influencerlar oldu. Daha çok Instagram için kullanılan bu tanımın bir Türkçe karşılığı bulunmasa da lider, öncüye yakın bir anlam ifade ediyor. Aslında bir bakıma lider de sayılırlar sonuçta sosyal medyadaki takipçilerini etkiliyorlar. Günümüzde sosyal medyanın gücünün farkında olan birçok firmada Influencer, ilanları veriyorlar ya da kendi Influencerlerini yaratmaya çalışıyorlar. Hatta Netflix’te yayımlanan Emily in Paris adlı romantik komedide bir miktar bu konu işleniyor. Şimdilerde gençler için birazda pandemi sayesinde iş kapısı haline gelen bu mesleği bir Influencer olan Çiçek Çağan ile konuşalım.
Hoş geldiniz Çiçek Hanım.
Merhabalar…
Çiçek Hanım, klasik bir soruyla başlayalım; Influencerlık sizce nedir?
Kelime anlamıyla “etkileyen kişi” olarak bilinen influencer mesleği; başkalarının satın alma kararları üzerinde etki sağlayan, belirli bir topluluğu etkileme ve yönlendirme gücüne sahip, pazarlamanın yükselen mesleği diyebilirim.
Sizce iyi bir Influencerda hangi özellikler olması gerekiyor?
Sosyal medyadaki takipçi kitlesini etkilemeyi başaran ve bu şekilde de takipçilerinin satın alma kararlarını değiştirebilme kabiliyetine sahip olunmasıdır bence. Hedef kitlesiyle aralarında samimiyet ve güvene dayalı bir iletişim ve içeriklerinde yarattığı süreklilik bulunması gerek.
Yaptığınız paylaşımlarda seyyah ya da gezgin olarak da görülüyorsunuz. Ne zaman ve nasıl karar verdiniz seyyah olmaya?
Gezmek benim lügatımdaki anlamı öyle para harcamak gezip tozmak değil. Farklı insanlarla tanışıp onların yaşayışlarını, coğrafyalarını, kültürlerini ve en sevdiği yemeklerini öğrenmek. Hayatım boyunca her zaman ben de yollardan öğrenilecek bir şey olduğuna inandım. Çocukluğumdan beri kocaman sırt çantalı insanlar gözüme hep farklı gelirdi.
Influencerlığa geri dönecek olursak; takipçileriniz ya da sizi izleyenleri ne derece etkilediğinizi düşünüyorsunuz?
Ne derecede etkileyebildiğimi net bir cevap verme şansım tabii ki yok. Bir hayli olumlu dönüş aldığım söylenebilir.
Dikkat ediyorum da bu alandakilerin hepsi bir lüksü yaşıyor sanki. Influencerlık mı lüksü çekiyor yoksa lüks yaşayanlar mı Influencer olabiliyor?
Aslında insanların sosyal medyayı ne anlamda ve nasıl kullandığına bağlı. İnfluencerlık lüksü çekiyor diyebiliriz. Kavram olarak ‘gösteriş’ para kazandırıyor. Yine de çok lükse kaçmamak gerek. Çünkü her kesimden insanın bizleri takip ettiğini düşünüyorum.
Bu alanın kazancı iyi mi?
Çalışılan, bağlı olunan marka veya firmaya göre değişiyor tabi. Ortalamayı düşünecek olursak bence gayet iyi.
Ürün tanıtımı yapmanızı isteyen firmalarda aradığınız bir kriter var mı?
İnsan ilişkilerinin açık ve düzgün olan kişilerle çalışıyorum. Zaten böyle insanlar kendilerini en başta belli eder.
Pandemi dönemi sizi nasıl etkiledi?
Pandemi dönemini işe çevirdiğim ve yeni bir işe adım attığım için kendime adıma verimli bir süreçti.
Sizce yerli ve yabancı Influencerlar arasında herhangi bir fark var mı varsa bu nedir ve neden kaynaklanıyor?
Evet var. Şahsi fikrimce yabancı Infuencerlar özgürlük açısından daha az kısıtlandığı için düşüncelerini özgürce beyan edebilirler. Bu sebeple çekim alanları daha fazla olacaktır diye düşünüyorum. Bununla birlikte ekonomi olarak daha güçlü oldukları için mekan & yer değişimi yapabilecekleri için içerik üretmeleri daha geniş açıdan olacaktır.
Sosyal medyada sürekli olmak ve anını paylaşmak bir bağımlılık mı yoksa bir çeşit gereksinim mi?
Bence bağlılık. Hatta bir tık ötesi, bunu kafein veya nikotin bağımlılığı gibi de düşünebiliriz. Her yemekten sonra bir sigara yakmak ya da her sabah bir kahve içmeden güne başlayamamak gibi, gidilen yerleri çekmek içilen içecekleri paylaşmak. Bunları görsel açıdan paylaşmak güzel olsa da her anını sosyal medyada yaşamak sanal bağımlılığı getirebilir. Hatta hastalık boyutuna ulaşabilirsiniz. Bu yüzden her şey gibi arada bir sosyal medya detoksu yapmayı kesinlikle öneririm
Influencerlık eğlenceli bir alan mı en çok eğlendiğiniz kısım neresi?
Kesinlikle çok eğlenceli bana göre. Markalarla çalışmak, yeni ürünler için deneyimci olmak, fikirlerimi insanlara sunup öncülük yapmak, normal hayatta keyif aldığım hobi alanlarımı işe çevirmiş olmak, eğlencemi işe çevirmek gibi…
Hiç yorulup bir içerik üretmeyeceğim bugün yoruldum dediğiniz zamanlar oluyor mu? Çünkü ben bir yazar olarak bazen tıkandığım zamanları yaşıyorum.
Tabii ki, robot değiliz nihayetinde… Benim de yorulduğum ve pes ettiğim zamanlar oluyor. Lakin bir önceki soruda da söylediğim gibi böyle anlarda sosyal medya detoksu yapmak kendime gelmeme yardımcı oluyor. Yorulduğumu hissettiğim her anda sosyal medyanın sadece eğlenceli bir alan olmadığını, aynı zamanda hesabımı insanlara öncülük için kullandığım ve yardımlaşma olarak da iyi bir kitleye sahip olduğumu, kendime hatırlatıp motive oluyorum. Geçen günlerde yaşadığımız üzücü deprem olayından sonra, reklam üzerine olan işimi ve kitlemi tamamen yardımlaşma odaklı kullanıp birçok insana yardımda bulunduğumu düşünüyorum. Bu da bana doğru yolda olduğumu hissettiriyor.
Influencerlık bir meslek mi? Mesleki haklarının olması gerektiğini düşünüyor musunuz?
Kesinlikle evet. Bu sektörden para kazandığım için kendi adıma meslek diyebilirim. Lakin influencerlığın bir anda olunabilecek bir şey oldugunu düşünmüyorum. Belli bir emek gerektiriyor.
İnsanları etkilemek, sizin yaptıklarınızı yapmalarını sağlamak nasıl bir duygu?
Bir önceki soruya istinaden cevaplayacak olursak, bahsettiğim şey tam da buydu. İnfluencerlik, ucu açık bir meslek olduğu için insanları iyiye olduğu kadar kötüye de yönlendirebiliyor. Bu yüzden sosyal medya üzerinden attığım her adıma dikkat etmeye çalışıyorum. Çünkü biliyorum ki, insanlara hitap eden bir hesap yönetiyorum. Kendi içeriklerimi baz alacak olursak, insanların benim fikirlerime yönelik hareket ediyor olması; yani örnek veriyorum, sunumunu yaptığım bir içeceği veya yiyeceği dışarıda birinin tadıyor olması bana mutluluk veriyor.
Takipçilerinizi hiç yanlış etkilediğinizi düşündüğünüz oldu mu?
Hayır.
Instagramda en az kaç takipçi gerekiyor bu alanda olmak için sizce?
Bot olmadığı sürece minimum 10 Bin diyebilirim.
Bir yaş sınırı var mı sizce bu alanın?
Aslında bir yaş sınırı yok ama doğru etkileşim veya yönlendirme için 20 yaş olabilir.
Farklı bir alana geçmeyi düşünüyor musunuz?
İşimden keyif alarak bu mesleği yürüttüğüm için şu an düşünmüyorum.
Ülkemizde meydana gelen deprem felaketi hakkındaki duygu ve düşünceleriniz nelerdir? Haberi ilk duyduğunuzda ne hissettiniz?
Herkes gibi büyük bir yıkım yaşadın. Elimde insanlara yardım edebileceğim bu kadar geniş bir kitleye sahip iletişim aracı bulunduğu için kendimi bir kez daha şanslı hissettim. Bu süreçte elimden gelen her şeyi, bu sahada bulunarak yapmaya çalıştım.
Depremi öğrendikten sonra neler yaptınız?
İlk önceliğim depremde enkaz altında kalan vatandaşlarımız için olabildiğince sirkulasyon ile yardım çığlıklarını yaymak oldu. Afad ekipleriyle beraber olabildiğince gereken yerlere yardım gönderdik. Daha sonraki süreçte depremzedelerimiz için ihtiyaç listelerimizi hazırlayıp gerekli yardımları valilik üzerinden gerçekleştirdik. Bu alanda benimle beraber çalışıp desteklerini esirgemeyen herkese teşekkürlerimi sunarım.
Influencerlık için kadın olmak nedir?
Bu meslekte cinsiyet ayrımı olduğunu düşünüyorum. Herkes iyi olduğuna inandığı alan için sosyal medyayı kullanıp gelire çevirebilir. Bu biraz inanç, çokça çabaya bağlı.
Bu alanda erkeklere oranla üstünlüğünüz olduğunu düşünüyor musunuz?
Üstünlüğümüz olduğunu düşünmüyorum. Sadece kadın olarak daha çok içeriğe ulaşabileceğimizi düşüyorum. Lakin bu bir üstünlük belirtisi değil, sadece alan olarak daha fazlasına sahibiz.
Siber zorbalığa uğradınız mı ve bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Uğramadım, uğrarsam da izleyeceğim yollar konusunda fikir sahibiyim.
Influencerlığa Türkçe bir kelime vermek isteseydiniz ne derdiniz?
“Etkileyen Kişi…”
Influencerlık yaparken hiç hayatı kaçırdığınızı düşündüğünüz oldu mu?
İnfluencerlığı hayatın içinde yaptığım için kaçırdığımı düşünmüyorum.
Influencerlık dışarıdan görüldüğü gibi eğlenceli ve pozitif bir alan mı?
Bence evet. Hayata bakış açısıyla alakalı kesinlikle. Kendi hayatınızda enerjik ve pratik bir yapıya sahipseniz, yorucu olsa dahi bunu zevkli bir işe çevirebilirsiniz.
Sosyal medyada ardındaki Çiçek ile önündeki Çiçek tamamen aynı mı?
Tabii ki aynı değil. Çünkü belirli bir kitleye hitap ediyorum. Kendi hayatımda herkes gibi tabiki de sorunlarım olsa da bunu yansıtmıyorum. Daha çok enerjiyi sosyal medya hesabımdan alıyorum.
Sizce sosyal medya nedir?
Gerekli alanda kullanıldığında güç, gereksiz her alan için çöp.
Gelecekte farklı konularla ilgili de projeler yapmayı düşünüyor musunuz?
Evet düşünürüm. Lakin sosyal medyayı bırakmak gibi bir düşüncem yok. Daha çok iki işimi pekiştirmek gibi planlarım var.
Hiç engellileri gözleme şansınız oldu mu? Sizce ülkemize engellilerle ilgili en büyük sorun nedir?
Gözlemekten ziyade en yakın arkadaşım engelli. Tabii ki onunla beraber geçirdiğim zaman sürecinde yaşadığı bütün zorluklara tanık oluyorum. Birçok engelli arkadaşımız, sosyal hayat konusunda problem yaşıyor maalesef ki.
Influencerlık için bir öngörünüz var mı sizce bu alan hangi yöne evrilir?
Tamamen kullanım amacıyla bağdaştırabileceğimiz bir soru. İyi yönde kullanılması için temenni ederim.
Sosyal medyada veya farklı bir konuda sizi etkileyen bir anı bizimle paylaşır mısınız?
Hali hazırda dijital medya yönetimini yaptığım sayfalarım varken, ilk global reklam teklifim beni çok heyecanlandırmıştı. O anı hiç unutamam.
Son olarak Influencer olmak isteyenlere altın tavsiyeniz nedir?
Doğru bildiklerini savunmaktan asla vazgeçmesinler. Kısa ve öz… Gerçeğini bilmedikleri hiç bir şeyin de savunmacısı olmasınlar.
Çiçek Hanım keyifli söyleşi için çok teşekkür ederim…