Kara Dut, Türk Bektaşi geleneğinde çok önemli bir yere sahiptir.
Hace Ahmet Yesevi atanın talebesi ve halifesi olan Pir Lokman Perende, medresede eğitimini tamamlayan Hace Bektaşı Veli’ye yola çıkmak vakti geldiğinden bahisle, ocakta yanmakta olan bir eğsi (yanan odun veya dal parçası) alıp, “Bunu takip et, düştüğü yere sikkeni çak, çadırını kur.” demiş ve yanmakta olan eğsiyi fırlatmıştır.
Hace Bektaşı Veli Horasan’dan Rûm Diyarına gelmiş ve Suluca Karahüyük’e geldiğinde hocası ve piri Lokman Perende’nin Horasandan attığı eğsinin burada is çıkarır halde olduğunu görmüş, bir ak gövercin donunda Suluca Karahüyük’e gelip duranda eğsinin düştüğü yere çadırının sikkesini çakmıştır.
Rivayet odur ki; üstünden dumanı tüten eğsinin gövdesinden bir kara dut çıkmış ve bu kara dutun önüne Pir Hace Bektaşı Veli hazretleri dergahını kurmuştur.
Kara Dut aslında bir işaret ve şifredir.Bugün Anadolu ve Rumelide eskiden beri var olan bütün Bektaşi tekkelerinin önünde kara dut ağacı vardır.
Dut ağacı aynı zamanda , ağaç kültü içerisinde kutsallık atfedilen ağaçlardan biri de duttur.
Evin ruhu olarak nitelendirilen dut, huzurun, bereketin sembolü olarak kabul ediliyor.
Dutun anavatanı Çin olarak bilinse de, Güney Asya ve Avrupa ülkelerinde sık sık yetiştirilen bir meyvedir. Ülkemizin her bölgesinde yetişir … en çok dut üretimi Akdeniz ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde yapılır. Malatya, Kahramanmaraş, Ankara ve Elazığ dut yetiştiriciliği ile ön plana çıkan şehirlerimizdir.
…