
Kenu Kenyattu’nun Altın Sözleri!
“Batılılar Afrika´ya geldiklerinde ellerinde İncil, bizim elimizde topraklarımız vardı. Batılılar bize, gözlerimizi kapatıp, dua etmemizi öğrettiler. Gözümüzü açtığımızda ise; bizim elimizde İncil, Batılılar´ın ellerinde topraklarımız vardı.“ Kenu Kenyattu
KENYA KURUCU DEVLET BAŞKANI KENU KENYATTU´NUN ALTIN SÖZLERİ VE BİZİM ALACAĞIMIZ DERSLER !!!
“Batılılar Afrika´ya geldiklerinde ellerinde İncil, bizim elimizde topraklarımız vardı. Batılılar bize, gözlerimizi kapatıp, dua etmemizi öğrettiler. Gözümüzü açtığımızda ise; bizim elimizde İncil, Batılılar´ın ellerinde topraklarımız vardı.“
Kenya Kurucu Devlet Başkanı Kenu Kenyattu
BİR KENYA ÖZDEYİŞİ AKP`LİLERE BİR ŞEYLER ÖĞRETEBİLİR Mİ?
TÜRKİYE´de Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidara geldiğinde, halkımızın elinde -şimdikinden fazla- özgürlük, laiklik… Dahası -yüzde yüz- telekom, enerji kaynakları, liman ve madenlerimiz, yavaş giden ama güvenli ve raydan çıkmayan kara trenlerimiz ile bugünlere göre çok daha az borçlu bir ülkemiz vardı.
AKP iktidarları yoksulumuza çuval çuval kömür, torba torba nohut, bulgur, çadırlarda, aşevlerinde yemek, elektriği olmayan köylere buzdolabi ve çamaşır makineleri verdi (Tabii ki yoksulluk yenilmeli. Ama sadaka ile değil). Buna karşılık olarak da, vatandaşlarımızdan gözlerini kırpmadan, kendilerine 2´nci defa oy vermelerini istedi. (Benim yurtdışından oy hakkım olmadığından, ben yine oyumu kullanamadım ve AKP´ye de atmadım ama, -sağ olsunlar- bacılarım atmış !!!)
AKP´ye tekrar oy veren vatandaşlarımız sandıklardan dönünce bir de ne görsünler. Ömründe eline hiç türban almamış kadınlarımızın, kızlarımızın ve hatta bebelerimizin başlarında türban -her türban 5 oy getiriyor-, delikanlılarımızın yüzlerinde sakal, AKP´lilerin ellerinde para, oğul, damat ve hısım akrabalarda gemiler, fabrikalar, TV kanalları, gazeteler, genel müdürlükler… Ülke toprağının yüzde onunu -dost- yabancılara satılabilmenin gerekliliğine, AKP´nin mutabakata gerek görmeden seçtiği Cumhurbaşkanı´-ndan da onay ( …)
Avrupa Birliği (AB) ülkelerindeki bankalarda yabancılaşma oranı yüzde yirmiyi geçemez. Bizde mi? Yüzde yetmişin üzerinde. Hepimize hayırlı olsun ! Dış yatırımlar yalnız borsaya. Kimin eli, kimin cebinde? Pazarlanma sırası susuz dere köprülerinde!
Türkiye, AB´nin dışlanmışlar odasında. Kıbrıs, elden gitti gidecek. Dış borç 500 milyar Dolar´a dayanıyor. (Osmanlı, Batılı dostlardan ilk borcunu 1840´lı yıllarda alıp, 40 yıl sonra da Duyunu-u Umumiye´yi ilan etmişti ve 40 yıl sonra Osmanlı batmıştı. Boşver! Tarihten ders almak bize mi kalmış.)
Son dönemde Amerikan ve Batı destekli olup, ATATÜRK düşmanları tarafından Atatürkçüler´e, laiklere, aydınlara ve de işçilere karşı tahammülsüzlük ve de hiç bir iktidar döneminde görmediğimiz biçimde Türk Silahlı Kuvvetlerimiz (TSK) ile emekli askerlerimize ağır eleştiriler ve de saldırılar başladı .
Ülkemizde son 5 yılın cari açığı 167 milyar Dolar. Boşver aldırma. Buna karşılık, 2007´de satılan araba sayısı 360 bin. Oysa 2002´ de 91 bine takılmış -Başbakan açıkladı, 17.7.2008-.
Kapatmak mı, kimi? AKP´liler, Ergenekon´un adını ilk defa tarih kitabından mı, yoksa 2003 yılında mı öğrendiler? Ne gariptir ki; ne tarihçilere sitem, ne de savcılara şikayet söz konusu. Ülkemizin üstünde dolaşan kara bulutlar alçalıyor. Ümraniye mi, Ergenekon mu? Yurtseverler üzgün. Eski ve de kutsal Türk yurdunun adı kirletildi. Sıra Domaniç´te mi? Poker oyunu çok büyük. Kaslar gergin, kaşlar çatık, pazılar şişkin. Satranç kafa karıştırıyor.
Der Spiegel dergisi (27/2008) Türkiye´deki gelişmeleri “Karanlık ve Tehlikeli Zaman“ başlıklı yazısı ile ve gidişatı İran´a benzetirken, düşüncede taraf olan (!)
TARAF gazetesi kapak sayfada, “1923´de Kuruldu, 2008´de Arınıyor (Temizleniyor)“ (27.7.2008) diyor.
Dostumuz ABD´nin bize uygun gördüğü “az laik ve az demokrasili“ bir Ürdün Modeli´ne doğru tam gaz yoldayız. Son bağımsız Türk devletinin kurucusu, büyük kurtarıcı ATATÜRK de Ergenekoncu imiş, meğer! Tarihin sayfalarına girip, Sabancı Üniversitesi laboratuarlarında o kutlu yüce insanı yargılamak istiyorlar.
Çukurambar´da mantılı sohbetler ve ardından, Batılı Dostlarımız´ın tavsiyeleri gereği Türkiye´nin kaynaklarını “babalar gibi“ ve de üç yıllık kar karşılığı satan Cici AKP´ye Yüce Yargı´dan çıkan karar, “mutlak iktidarda kal“ mı? Yoksa kulak Çekme mi“? Esnafın yüzü gülmüş. Yüce Yargı´ya saygı duyalım! Silivri Kodesi on bin kişi kapasiteli… Silivri Yassıada´ya karşılık mı? Kazandığını iddia eden AKP, yaralı kalan Laiklik…
Kaldığı yerden devam, muhalefetsiz parlamentoya bin selam…
Sağ ve solumuza bakınıyoruz. AKP mutlak iktidarı, gideceği yönü bilinmeyen bir demokrasi (!) tramvayını durağa çekmiş ve bizlerden de binmemizi istiyor. Ne diyelim ! Herkes basacağı ve gideceği yeri iyi bilmeli ve de dik durmalı. Öyle değil mi? Başkalarını bilmem ama, ben, gideceği yönü bilinmeyen ve de uzun karanlık tünellerden geçme olasılığı yüksek olan bu tramvaya binmeyeceğim !!!
Ateş ortasına düşmüş, sahipsiz Türkiyem!
AB´den bu kez yargımıza övgüler.
AB´ye girme hayal ama, geriye kalan her şeyi pazarlamaya (satmaya) devam…
Bu yazdıklarım, pek çoğumuzun her gün izlediği yazılı ve görüntülü medyadan edindiğim intibadan oluşuyor. Bunları yazmamıs, aynı düşüncede olduklarımla paylaşmamış olsam, ülkemizin Atatürkçü bir bireyi olarak kendime olan saygım eksilirdi ve de kabuslar görebilirdim.
Eğer bu yazdıklarımın ve duyduğum kaygıların yersiz, yanlış ve de temelsiz olduğunu düşüneniz, söyleyeniniz varsa, lütfen ve Allah aşkına beni ikna etsin.
Allahım, sen Türkiye´yi ve ulusunu dost bildiklerimizden koru !
Remzi Uysal ([email protected])
Lübeck, 01 Ağustos 2008 /Almanya