DOLAR 32,2115 % 0
EURO 34,7353 % -0.39
STERLIN 40,3845 % -0.11
FRANG 35,5339 % -0.11
ALTIN 2.432,13 % -0,50
BITCOIN 61.528,50 0.913

O gün öğleden sonra kardeşine seslendi:

Yayınlanma Tarihi : Google News
O gün öğleden sonra kardeşine seslendi:
0
Genelde akşam yemeğini eve gelen arkadaşları ile yerdi.
O gün öğleden sonra kardeşine seslendi:
– “Makbuş… Bu akşam kimse gelmeyecek. Ben annemin odasında yemek yemek istiyorum. Onun karyolasının karşısında bana bir yer sofrası hazırla” dedi ve çıktı gitti.
Bunu söyleyen Mustafa Kemal’di.
Kardeşi Makbule ağabeyinin isteğini yerine getirdi. Şişli’deki evin üst katında, sokağa bakan odasında annesinin karyolasının karşısında ufak bir sofra kurdurdu. Yere minder koydu. Yemekte patates püreli rosto ve ıspanaklı yumurta vardı. Mustafa Kemal Paşa geldi, annesinin elini öptü, bağdaş kurup sofraya oturdu. Yemeğe başladı. Ama isteksizdi, zorla çiğnediği lokmaların arkasını kesti, elindeki çatalı bıraktı. Annesi uzun süredir kalbinden hasta idi. Annesine baktı, çok heyecanlıydı.
-“Anne” dedi, söylemeye çekindiği cümleleri yutkunarak söyledi:
-“Ben yarın Anadolu’ya gidiyorum. Buraların hali malum. Selanik nasıl elden gittiyse buralar da elden gidebilir. Ben kurtarmaya çalışacağım. Fakat hesapta ölmek, gidip de gelmemek var. Bana hakkını helal et.”
Bu sözleri duyan anne Zübeyde ve kız kardeş Makbule birden zehir yutar gibi oldular. Bu, beklenmedik bir darbe idi. Mustafa Kemal Paşa zor da olsa sözlerine devam etti. Annesinden helallik istedikten sonra kız kardeşine döndü:
-“Sen de bunları iyi dinle Makbuş. İş kötüye giderse sakın buradan ayrılmayın. Bütün paranızı sarf edersiniz. Biterse evdeki kıymetli eşyalarınızı, halılarınızı satarsınız. Bir kez daha söylüyorum. Ne olursa olsun yola çıkmaya kalkışmayacaksınız. Başaramazsam zaten sizi öldürürler. O zaman elbet, ben de ölmüş olurum.”
Bu sözleri duyan anne Zübeyde’nin boğazları kurumuş, sanki ciğerleri birbirine kenetlenmişti. İşte o an, şiddetli bir kalp krizi ile sarsılmaya başladı.
Telaşlandılar. Nefes alması için hemen pencereyi açtılar. Mustafa Kemal annesini kucağına aldı, sofaya çıkardı. Hemen Doktor Rasim Ferit’i çağırdı. Doktor zamanında yetişmemiş olsaydı, annesi o gece ölebilirdi. Şafak sökerken biraz kendisine gelir gibi oldu, ama o zaman da ayrılık vakti gelmişti. Mustafa Kemal Paşa annesinin karyolasına oturdu, ona sarıldı, ellerini yüzlerini tekrar tekrar öptü. Ve son bir kez daha:
-“Anne hakkını helal et” dedi.
Anne Zübeyde’nin gözlerinden akan yaşlar, dudağında mırıldandığı hayır dualarına karışıyordu.
Mustafa Kemal Paşa oturduğu karyoladan kalktı, yüzü çok gergindi. Döndü, ev halkının gözyaşları içinde kapıdan çıktı. Çıkarken sofada duran Makbule’ye:
-“Bana niçin öyle bakıyorsun Makbuş?” dedi. Kardeşi ise hesap sorar gibi:
-“Nasıl bakayım ağabey? Bu nasıl gidiş? Savaşa değil, göreve değil, terfi ederek değil. Nasıl bakayım?”
Mustafa Kemal Paşa cevap vermedi.
Sustu.
Dudaklarını kıstı, üzgün bir şekilde başını iki yana salladı. Adeta merdivenlerden koşarcasına indi. Samsun’a doğru yürüdü.
Geride, gözyaşları dökülüp hayır duaları alırken, o artık Atatürk’tü.
( ALINTI)

YORUM YAP