BIST 100
10.344,50 -0,25%
DOLAR
40,3797 0,16%
EURO
47,0746 0,60%
GRAM ALTIN
4.350,81 0,56%
FAİZ
41,29 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
49,75 0,60%
BITCOIN
119.146,00 -0,28%
GBP/TRY
54,3481 0,46%
EUR/USD
1,1647 0,44%
BRENT
69,96 0,63%
ÇEYREK ALTIN
7.113,57 0,56%
Antalya Az Bulutlu
Antalya hava durumu
31 °

Sadece Yazmak Yetmezmiş

Sadece Yazmak Yetmezmiş

Bu klasik anlamda bir köşe yazısı değil. Daha çok bir iç döküm, bir hayat muhasebesi belki. Gözlemlerim, duygularım, hatırladıklarım…


Geçtiğimiz ay 44 yaşına girdim. Kısa vadede bir önceki yıldan çok da farklı görünmese de, biraz durup düşününce, “Vay be, 44 yıl geçmiş…” diyorsun. Uzun gibi ama kısa. Bu sanırım insan olmanın en temel sorgularından biri. Geçmişle sürekli bağlantılı olsak, belki bu uzunluk-kısalık çelişkisini hiç yaşamazdık. Ama biz sadece ‘an’larda varız. Belki de bu yüzden zamanın yetmediğini hissediyoruz; ya da hayatın.

Benim en büyük pişmanlığım, engelli olmak. Biliyorum, bu birçok kişiye anlamsız ya da acımasız gelebilir. Ama bu bedende yaşamak, özellikle Türkiye gibi bir ülkede, gerçekten büyük bir sınav. Çok çalışsam da bu beden, bana başka bir şehirde ya da ülkede yaşama imkânı sunmadı. Yazmaktan başka bir şey yapamazdım. Zaten yıllardır da yazıyorum: reklam metinleri, köşe yazıları, senaryolar…

Fakat fark ettim ki, yazmak için de belli merkezlerde olmak gerekiyormuş. Öyle merkezler ki, kendi içlerinde duvarlarla çevrili. Bir yapının ya da çevrenin parçası değilseniz hikâyeleriniz, ne kadar güçlü olursa olsun, ya duyulmuyor ya da görmezden geliniyor. Sektör, çoğu zaman sadece belirli yapımcıların çevresinde dönen kapalı bir çark. Hikâyeleriniz ne kadar samimi, ne kadar gerçek olursa olsun, o çarka dahil değilseniz bir anlam ifade etmiyor.

Tarafsızsanız, hele ki birilerini pohpohlamıyorsanız, sistem sizi yutmuyor ama dışarıda bırakıyor. Yazıyla geçinmek bir yana, yazı yazdığınız için hayatta kalamıyorsunuz. Sponsor bulmak için bile artık ünlü olmanız gerekiyor. Ünlü değilseniz, destek aramak beyhude bir çabaya dönüşüyor.

İŞKUR’da temizlik işçiliği, okullarda hademelik… Buralarda takılıp kalıyorsunuz. LinkedIn’de “adınız görüntülendi” bildirimi geliyor ama mesaj kutunuzda sadece adminin gönderdiği promosyon mesajı var. Belediyelere ya da devlet kurumlarına hiç girmeyeyim bile… Normal insanlar oralara yaklaşamıyor. Ben kimim ki?

Ülkenin her köşesinde bir torpil, her kurumunda bir adam kayırma var. Ama yine de pişman değilim. Çünkü başka seçeneğim yoktu. Sadece bir pişmanlığım var; onu da söyledim zaten.

Kim söylemişti hatırlamıyorum ama bir söz var: “Atomu parçalamak, önyargıyı parçalamaktan kolaydır.” Belki de tam tersi…

Düşündüm de… Belki de en büyük pişmanlığım hatırlamak. Çünkü bazen, unutmak güzeldir. Galiba…

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?