YÖRÜKLER VE ORMAN
Yörüklerin Orman Sevgisi ve Doğaya Olan Saygısı
.
Doğanın kendi büyülü döngüsü içerisinde yer alan ormanlar, hayatın en önemli parçalarından birini oluşturur.
Bu ormanlar, sadece doğanın dengesini korumakla kalmaz, aynı zamanda birçok canlının barınma alanı ve besin kaynağıdır.
.
Yörük toplulukları ise, bu değerli varlığın farkındalığını en derin şekilde yaşayan ve yaşatan gruplardan birini temsil eder.
Yörüklerin çevreye ve ormana duyduğu sevgi, sadece onların hayat tarzını değil, aynı zamanda gelecek nesillerin doğal mirasını koruma anlayışını da yansıtır.
.
Yörüklerin temel geçim kaynağı hayvancılıktır. Ancak onlar, hayvancılığın sadece bugününü değil, geleceğini de şekillendirdiğini çok iyi bilirler.
Ormanın varlığı, hayvancılığın sürdürülebilirliği için kritik öneme sahiptir.
Yörükler, ormanların yok olmasıyla hayvancılığın da tehlikeye gireceğinin farkındadır.
Bu nedenle ağaç kesmek yerine ormanları korumayı tercih ederler. Odun kesmeye gelenleri ise izin vermez, ormanın geleceğini tehlikeye atmalarına izin vermezler.
.
Yörük kültüründe, doğanın tüm canlılarına saygı göstermek ve onları korumak önemli bir değerdir.
Ormanda mevsimsiz avlanan avcılara izin vermezler, çünkü bu davranışın doğanın dengesine zarar verdiğinin farkındadırlar.
Ormanı sadece kendileri ve hayvanları için değil, tüm canlılar için yaşanabilir bir çevre olarak görürler. Bu sebeple ormanı koruma misyonunu üstlenirler.
.
Yangın, ormanların en büyük düşmanlarından biridir.
Yörükler, yangın çıkmasını engellemek için özen gösterirler.
Eğer bir yangın çıkarsa, canlarını tehlikeye atarak ormanı koruma çabası içine girerler.
Çünkü onlar için orman sadece bir kaynak değil, bir yaşam alanıdır.
Ağaçları sadece varlıkları olarak görmekle kalmazlar, aynı zamanda onların koruyucuları olarak da hareket ederler.
.
Yörük sofraları her daim misafirlere açıktır.
Bu misafirperverlik anlayışı, sadece insanlara değil, doğaya da yöneliktir.
Yiyecekleri paylaşmak, doğanın bolluğuna ve cömertliğine duyulan minnettarlığın bir ifadesidir.
Bu anlayış, doğanın sunduklarına verilen değerin bir yansımasıdır.
.
Sonuç olarak, Yörük kültüründe çevre, orman ve doğa ile kurulan derin bağ, sadece hayatta kalma mücadelesiyle değil, aynı zamanda geleceği şekillendirme sorumluluğuyla da ilgilidir.
Yörükler, ormanları kesmek yerine korumayı, avlanmayı dengelemeyi ve doğanın sunduklarına saygı göstermeyi tercih ederek, insan ile doğa arasındaki uyumun güzel bir örneğini sergilerler.
.
Bu değerler, sadece Yörük kültürüne değil, tüm insanlığa ilham vermelidir.
.
Yörük Birliği İçin Çağrı
Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Yadetme Günü’nde geçmiş yılların bize neler getirdiğini ve götürdüğünü düşünürken, tarihimizin derinliklerinde kaybolan bir gerçekliği hatırlamak önemlidir.
.
Yörük, Türkmen kardeşlerimizle birlikte bin yıldan fazla bir süre boyunca Anadolu’nun topraklarına ve kültürüne damgalarını vurmuşlardır.
Ancak bugün geriye dönüp baktığımızda, siyasetin oyuncağı olmuş, bölünmüş ve kendi kültürümüzü kendi ikbâlimiz için kullanmışız.
.
Yörük, Türkmen kardeşlerimiz, siyasetin tuzaklarına düşmüş ve bu büyük aileyi bölmüştür.
.
Bir zamanlar aynı kökten gelen insanlar, siyasi mücadeleler yüzünden birbirlerinden kopmuş, aynı davanın parçaları haline gelmiştir.
.
Oysa ki bu toprakların özünde, birlik ve beraberlik yatmaktadır.
Bu yolculukta, dernekler, federasyonlar, konfederasyonlar ve birlikler kurduk. Ancak ne yazık ki, bu kuruluşlarla birlikte parçalara ayrıldık.
Birleşmek yerine daha fazla bölündük.
Bugün, bu davaya gönül veren herkese bir çağrı yapmak istiyorum.
Şapkalarımızı çıkarıp, nerede yanlış yaptığımızı düşünmek için bir an mola verelim.
Bu büyük davada birleştirici olmalıyız, parçalanmayı önlemeliyiz.
.
Yörük, Türkmen kardeşlerimiz olarak, kültürümüzü yaşatmalı ve gelecek nesillere aktarmalıyız.
Ancak bunu yaparken, siyasi oyuncuların tuzaklarına düşmemeli, birbirimize kenetlenmeliyiz.
Ertuğrul Gazi’nin mirası, birlik ve beraberlik içinde yaşatılmalıdır.
.
Unutmayalım ki, geçmişte yaşanan hataları düzeltmek, gelecekte daha güçlü bir Türkmen ve Yörük birliği oluşturmak için adım atmamız gereken ilk adımdır.
Birlikte güçlüyüz, ayrılığa değil, birliğe odaklanalım.
.
Bu tarihî gün vesilesiyle, geçmişteki hataları anlayarak geleceğe daha umutla bakmamız dileğiyle. Şükranla anıyor, birleştirici ve parçalanmayı önleyici çabalarımıza devam etmek için el birliği yapmaya davet ediyorum.
.
Oğuz Kaan’dan Alpaslan’a – Ertuğrul Gazi’den cumhuriyetimizin banisi Mustafa Kemal Atatürk’e hep beraber el ele….
Nasuf ABALI
AYDIN EFELERİ YÖRÜK KÜLTÜR DERNEĞİ