DOLAR 32,7815 % 0.6
EURO 35,4862 % 0.49
STERLIN 41,4633 % 0.42
FRANG 36,1961 % 1.2
ALTIN 2.510,41 % 1,04
BITCOIN 2.029.716 -0.194

YÖRÜKLÜK  *19 4 Eylül 1919’da Sivas Kongresi yapıldıktan sonra

Yayınlanma Tarihi : Google News
YÖRÜKLÜK  *19   4 Eylül 1919’da Sivas Kongresi yapıldıktan sonra
0

YÖRÜKLÜK  *  19

4 Eylül 1919’da Sivas Kongresi yapıldıktan sonra Gazi Mustafa Kemal Paşa, Sivas’tan 14 Ocak 1920’de Denizli müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ne göndermiş olduğu bir yazıda, Sivaslı hanımların “Anadolu Kadınları Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adıyla Merkezi Sivas’ta olmak üzere bir cemiyet kurduklarından bahsederek bu teşkilatın daha da yaygın hale getirilmesini, Türklerin asil ve medeni olduklarını ispat bakımından Avrupalılar üzerinde tesiri olacağını ifade etmiştir.

Mustafa Kemal’in bu teklifinden yaklaşık 1 ay sonra 19 Şubat 1920’de Burdur’da Fitnat Hanım’ın başkanlığında “Burdur Müdafaa-i Hukuk Kadınlar Cemiyeti” kuruldu. Cemiyet aynı gün yaptığı kongrede yönetim kurulunu seçti.

Seçilen bu kurul beş gün sonra bir toplantı düzenleyerek aralarında görev bölümü yaptı.

Buna göre; Başkanlığa İlköğretim Müfettişi Bekir Sıtkı Bey’in eşi Fitnat Hanım, ikinci başkanlığa Bahaddin Bey’in kızı Zekeriya Hanım, sekreterliğe Şehit Asım Bey’in kızı mektebi başöğretmenlerinden Fatma Hanım, veznedarlığa Demirzade Mustafa Efendi’nin kızı Hayati seçildiler.

Böylece İkinci Müdafaa-i Hukuk Kadınlar Cemiyeti, Burdur’da kurulmuş oldu. Üç gün sonra cemiyet başkanı Fitnat Hanım, Sivas’ta Anadolu Kadınları Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanlığı’na gönderdiği yazıda, Heyet-i Temsiliye’nin emirlerine hazır olduklarını söylemiştir.

Burdur Askerlik Şubesi Başkanı İsmail Hakkı Bey 17 Mayıs 1919’da Aydın’ın Çine ilçesinde

konuşlanan 57. tümen komutanı Miralay Şefik Bey’e bir telgraf göndererek sadık ahalinin çoğunluğuna istinat edecek şekilde halk arasında teşkilat yapılanması ve bunların mümkün mertebe silahlandırılmasını teklif etti. İsmail Hakkı Bey telgrafın da ayrıca, itilaf devletlerinin nazarında gizli olarak 12. tümen idaresinde 80.000 mükellefiyet beyanında gönüllü ve fedai teşkilatının yapılanmasının mümkün olduğunu belirterek bu konuda 57. tümen komutanının emir ve görüşlerini sordu.

İsmail Hakkı Bey bir gün sonra aynı telgrafa ilave olarak gönderdiği başka bir telgrafta,

“her şube dairesinde cihet-i mülkiye ve askeriye marifetiyle gizli yapılacak mukavemet-i milliye merkezinin teşkilatının çekirdeği” olacağını belirtti.

Aradan fazla bir zaman geçmeden Haziran aylarında Burdur ve Isparta’da çok sayıda yedek

muvazzaf emekli askerler ve gönüllüler Kuvayi Milliye’yi kurmaya hazır olduklarını belirttiler. 57. tümen Komutanını Şefik Bey’e bildirdiler. 57. tümen komutanı Şefik Bey İstanbul hükümetine bağlı görünüyor, fakat Kuva-yi Milliye’ye gizliden yardım ediyordu.

Bir örnek verecek olursak İsmail Hakkı Bey 7 Haziran’da Çine’de 57. tümen komutanlığına gönderdiği yazıda durumu anlatarak “cihet-i askeriyece müstakil milli teşkilata” müsaadelerini istedi. Tümen komutanı Şefik Bey verdiği cevapta “milli teşkilatının ahaliye ait bir keyfiyet olduğunu ve firari erlerin nizami kıtalarına iadesi hususunda çalışmasını belirtmesine rağmen, gizli olarak, milli teşkilatın el altından desteklemesi emrini verdi”.

Böylece Herkes kendi üzerine düşen görevlerini yerine getiriyordu. Demirci Mehmet Efe bir genelge yayınlayarak Kuva-yi Milliye’ye mazeretsiz olarak katılmayanlara ve bu görevden kaçanlara yerinde muhakeme edilerek cezalandırılmalarına karar verilmesini istedi.

……devamı var…

YORUM YAP