
Hafta sonunda Bilecik Söğüt ilçesindeydik.
Osmanlı Türk İmparatorluğunun kurucusu Ataman Gazinin babası, Kayının Karakeçili aşiretinden Gündüz Alp Bey oğlu Ertuğrul Gazinin 744’üncü anması ve Yörük Toyuna katıldık.
Ertuğrul Bey Gazi dedemizi medfun olduğu istirahatgahında ziyaret ettik ve dualarımızı okuduk.
Kısaca anlatmak gerekirse Ertuğrul Bey, 1190’lı yıllarda doğmuş ve 1281 yılında bugün Bilecik ilimize bağlı Söğüt kasabasında vefat etmiştir.
Kayı boyunun Karakeçililer aşiretine mensup olup, Anadolu Selçuklu Sultanı 1.Alaaddin Keykubat tarafından, Domaniç ve Söğüt dolaylarına “Uç Beyi” olarak gönderilmiş bir Anadolu Alperenidir.
Annesi Devlet Ana unvanına layık görülmüş olan Hayma Hatundur.
Burada şu tarihi bilgiyi vermeyi kendime bir görev sayarım ki; Gündüz Alpin vefatıyla dağılma noktasına gelen Karakeçili aşiretini toplayan ve Selçuklu Padişahından yer isteyerek önce Ankara Karacadağ’a, daha sonrada Domaniç’e getiren kişi Devlet Anamız Hayma Hatundur.
Türk Tarihçiliğinin adeta yüz karası olan ve araştırılmayan bu yüce Türk Kadını, halen Kütahya Domaniç Çarşamba köyünde adına yaptırılan türbede medfundur.
Ertuğrul Gazi, kendisinden sonra kurulacak olan Türk İmparatorluğunun (Devlet-i Aliyye) temelini Söğüt kasabasında atmıştır.
Ertuğrul Gaziyi sadece bir Türk savaşçısı, bir uç beyi olarak görmek son derece yanlıştır.
Moğol baskısı ile gelip yerleştikleri bölgede gerek sosyal yaşam ve gerekse manevi anlamda bir rehber gibi yaşayan Ertuğrul Gazi dedemiz ve Alpleri pek çok Doğu Roma yurttaşının da İslamlaşmasına vesile olmuşlardır.
340 (1) kişi ile geldikleri Söğüt’te bir Cihan İmparatorluğunun (Devlet-i Aliyye) temellerini atan Ertuğrul Gazi bazı kaynaklarda 1281 yılında ve bazılarında 1285 yılında Söğüt’te vefat etmiş ve şu anda Türbesinin bulunduğu yerde toprağa verilmiştir.
Ertuğrul Gazinin vefatından sonra bölgedeki ve diğer yerlerdeki Yörük Aşiretleri her sene Eylül ayında Ertuğrul Gaziyi anmak amacıyla Söğüt’te anma toplantıları (bir nevi kurultay) yapmaya başlıyorlar.
Ertuğrul Gazinin kabri yakınlarında çadırlarını kuran, burada güreş, cirit, kılıç kalkan gibi geleneksel oyunları sergileyen Yörük aşiretleri, Ertuğrul Gazi ve Alplerinin ruhuna şifalı pilav dağıtırken, onlar için Kuran-ı Kerim okutarak dedelerini anmışlardır.
Bu toplantıların bir diğer amacı da Karakeçili aşiretlerinin ve daha sonraki yıllarda bu toya ortak olan diğer Yörük aşiretlerinin bir nevi KURULTAY niteliğine bürünmesidir ki; bu geleneğin 744 yıl sürmesindeki en önemli etkendir diyebiliriz.
Bizzat kendileri katılamayan ya da gidemeyen Yörük aşiretlerinin bu kurultaylara maddi anlamda katkı sağladıklarını, çok değil 40-50 yıl önce kendileri gidemeseler bile gidenlerle şifalı pilav için bulgur, buğday, un, yağ gönderdiklerini canlı şahitlerinden öğreniyoruz.
(2) Ertuğrul gaziyi anma törenleri resmi olmasa da gayrı resmi anlamda Türkiye ve dünyanın birçok yerinden gelen Yörük Türkmenlerle diğer Türk Boylarının ve akraba topluluklarının “Gönül Kurultayı” halini almıştır.
Bu şu demektir ki; Ertuğrul Gazi Kayı Boyunun Karakeçililer Aşiretinin içinden çıkmış ama bütün Türk Dünyasına ait bir tarihi kişilik olmuştur.
Her yıl olduğu gibi bu yılda gerçekleştirilen Ertuğrul Gaziyi Anma ve Yörük Toyun da ülkemizden ve dış ülkelerden pek çok misafir gelmişler, üç gün boyunca Ertuğrul Gazi ve silah arkadaşlarını anmışlar, katılımcılar arasında yeni dostluk köprüleri kurulmuştur.
Bugün, Eylül ayının ikinci haftasının ilk Cuma günü başlayıp, üç gün olarak devam eden Ertuğrul Gaziyi Anma ve Yörük Toyun da ne yazık ki eski şevk ve heyecanı görmek giderek daha zor hale gelmektedir.
Artık konar göçer hayat tarzından yerleşik hayata geçen Yörük aşiretleri, kurdukları Yörük Türkmen Dernekleri ve benzeri sivil toplum kuruluşları ile Ertuğrul Gazi anma törenlerine gelmekte, dedenin hatırası yad edilmektedir.
Önceki yıllarda büyük bir coşku ile katılım sağlanan etkinlikler, organizasyon komitesinin aldığı bir dizi kararlar ve görülen eksiklikler neticesinde adeta katılımcılara eziyet halini almış durumdadır.
Bazı göze batan eksiklikler katılımcıları zor durumda bırakırken, adeta kronikleşen sorunlar misafirleri canından bezdirmiştir.
Bu sorunların en başında, gündelik rutin ihtiyaçlar için lazım olan eski Halime Hatun Mescidinin yanında kurulmuş olan kolaylık tesislerinin her sene olduğu gibi bu senede tıkanmalar yaşaması ve daha ikinci günü iptal edilmesidir.
Anma etkinliğine katılan misafirler, adeta ihtiyaç giderme maratonuna maruz bırakılmışlardır.
Bir şeyi kabul ediyoruz; Söğüt küçük bir ilçe. Kendi halinde yaklaşık 14-15 bin nüfuslu bir belde.
Ancak, bu ilçede bulunan Ertuğrul Gazi 15 bin nüfuslu bir ilçeye değil, 350 milyon nüfuslu kocaman bir aileye (Türk Milleti) ait tarihi bir şahsiyettir.
Bunların hesap edilerek bu etkinliğin yapılması, en azından katılımcılara neyin hoşlarına gittiğinin ya da gitmediğinin sorulması gerekmektedir.
Ayrıca yaşanan su ve elektrik kesintileri sadece son etkinlikte değil, daha önceki etkinliklerde de yaşanan kronik bir sorun halini almıştır.
Bir başka sorun da Yörük Toyuna gelen misafirlerin (özellikle Dernek mensuplarının) iaşe ve ibate sorunudur ki, tabiri caizse evlere şenlik bir durum vardır.
Gecenin bir yarısına kadar etkinlik alanında kalan misafirlerin gece yarısından sonra kendi imkânları ile Bilecik il merkezinde kalacak yer aramaları, kendilerine tahsis edilen KYK yurtları veya başka cemiyet yurtlarının idarecilerinin keyfi tutumları, her yıl gözle görülür bir şekilde Yörük Toyunun katılımcılarında ciddi bir azalma göstermektedir.
Yörükler, bu toyun kendilerinin olduğunun bilincindedir.
Geçen yıllarda devlet erkânından toya katılacak olanlar için gecenin bir yarısında “Güvenlik” gerekçesiyle çadırların aranması, çadırlarda kalan Yörükleri ciddi şekilde yaralamış ve üzmüştür.
Elbette güvenlik önemlidir, ancak gecenin saat ikisinde insanların çadırlarının boşaltılmasının istenmesi, uyuyanların uyandırılması ve bir yere toplanması, narkotik köpekleriyle çadırların aranması camiada ciddi anlamda üzüntüyle karşılanmıştır.
Bunların bir daha yaşanmaması dileğimizdir.
Peki, neler yapılabilir?
Evvel emirde yapılması gereken; daha öncelerinde olduğu gibi bu etkinlikler yapılmadan önce, Yörük Türkmen Camiasını temsil eden kuruluş temsilcilerinin toplanarak (fiziki olarak herkes katılamıyorsa bile sanal anlamda zoom, meeting veya whatsapp üzerinden) ilgili birimlerce toplanılmalı ve alınacak kararlar ortak akılla alınmalıdır.
Festival ve etkinlikten sorumlu birimler, Yörük Türkmen STK temsilcileri ile bireysel katılımcılara gördükleri eksiklik ya da yerinde gördükleri konuları sorgulayacakları anketleri yapmalı, gelecek yıllar için yol gösterici nitelikte hazırlanacak anketler kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
Özellikle kalınacak yer konusu ile araç park sorunu ilgili belediyece çözüme kavuşturulmalıdır.
Dışarıdan gelen araçlar yüzünden, yerel halkın da çok büyük sıkıntı çektiği aşikardır.
Kent merkezi dışarısında hazırlanacak geçici veya kalıcı park alanlarıyla katılımcıların araçları şehir dışında tutulurken, gelen misafirler toplu taşıma araçlarıyla şehre taşınabilir ve bu üç günlük etkinlik kimse için eziyet halini almaz.
Nihayetinde sorunlar ortak akıl ve danışma ile çözüme kavuşturulur.
Bizler sadece Anadolu ve Trakya’dan değil, dünyanın dört bucağından gelen Türklük sevdalıları, ömrümüz oldukça, nefesimiz yettikçe Ertuğrul Gazi dedemizin adını ve anısını yaşatmak gayesi ve gayretiyle yine kutlu topraklarda bir araya gelmeye devam edeceğiz.
Yazdıklarımız ve yazacaklarımız gönül koymadan, aklı selim ile ve bu kültürün yaşatılması gayesiyle bu yola baş koyan herkesi aynı akıl noktasında buluşturmayı amaçlamaktadır.
Kimseyi suçlamak, töhmet altında bırakmak gibi bir amacımız zaten söz konusu bile olamaz.
En derin selam, saygı ve sevgilerimizle.
DİP NOTLAR:
1-Halil İnalcık-2007
2-Dilber Kayan Köse- Burdur Yeşilova Işıklı (Türkler) Köyü