Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Eyyüp AYDIN
Köşe Yazarı
Eyyüp AYDIN
 

DOĞRU ve YALAN!

DOĞRU ve YALAN! Günümüzde vicdan ve merhamet azabı duymadan küçük veya büyük yalanlar söyleyerek durumunu kurtaran insanların sayısı o kadar çok arttı ki, sıkışık durumlardan kurtulmak için yalan söyleniyor. Hayatımız yalan üzerine kurulmuş. Yalanlar ortaya çıkınca olanlar oluyor. Hele bu yalanı bir siyasetçi söylemişse, işte o zaman telafisi imkansız sonuçlara yol açıyor. Elbette üzücü ve utandırıcı sonuçları olmadığı müddetçe genellikle herkes doğruyu söyleyebilmek arzusunu duyar. Eğer insan başka birine prensip olarak doğruyu söylemek arzusundaysa, doğruluğu kabul etmekten hoşlanır. Ama doğru sözlük güçlüklere, üzüntülere yol açan anlaşmazlıklara sebep olduğu anda, birçok insan yalanı da doğruluk kadar karşılar ve meşru bulurlar. Eksik olan gerçeğin kurtarıcı, yapıcı kudretine karşı duyulan büyük inançtır. Doğruluk görevinin bu kadar yüzeysel değerlendirilmesi günümüzün ruhuyla çok sıkı bir bağlantı halindedir. İnsan ruhi varlığını gözden kaybeder, ruh sağlamlığı boş bir sözden ibaret kalırsa insan kendi öz benliğine, duygularına, vicdanına karşı yabancılaşacaktır. Ama bu yabancılık insanın bütün varlığını dağıtır ve hayatının karakterinin çekirdeğiyle olan içten bağlantısını çözer. Yalan söylemenin insanı kısa zamanda kendini aldatmaya götürmesi, buradan da marazi sarsıntılara yaklaştırması, yalanın iç hayatımız üzerindeki bozucu tesirini yeter derecede belirten bir olaydır. Doğruluğu karaktere çok sıkı bağlı oluşunun bir sebebi de şudur: İnsan birçok yerde ya başkalarından korktuğu için ya da sıkıştığı için yalan söyler, böylece yalan bizi azim zaafına ve korkaklığa uğratır. Buna karşılık yaptığımız şeylerin sorumluluğunu tam manasıyla yüklenmek, insanlardan gelecek kötülüklere cesaretle göğüs germek iradesi, kişiliği kuvvetlendiren en iyi okuldur. İşte bu yüzden doğruluk çok verimli bir irade antrenmanı ve hayatta her türlü cesaret için bir hazırlıktır. Bu bakımdan bugün yaşadığımız hayatımızda söylemeye mecbur olduğumuz yalanlarla da mücadele etmek, karakterin kuvvetlenmesi için en etkin yoldur. Eyyüp AYDIN Gazeteci-Yazar
Ekleme Tarihi: 10 Aralık 2022 -Cumartesi

DOĞRU ve YALAN!

DOĞRU ve YALAN!

Günümüzde vicdan ve merhamet azabı duymadan küçük veya büyük yalanlar söyleyerek durumunu kurtaran insanların sayısı o kadar çok arttı ki, sıkışık durumlardan kurtulmak için yalan söyleniyor. Hayatımız yalan üzerine kurulmuş. Yalanlar ortaya çıkınca olanlar oluyor. Hele bu yalanı bir siyasetçi söylemişse, işte o zaman telafisi imkansız sonuçlara yol açıyor.

Elbette üzücü ve utandırıcı sonuçları olmadığı müddetçe genellikle herkes doğruyu söyleyebilmek arzusunu duyar. Eğer insan başka birine prensip olarak doğruyu söylemek arzusundaysa, doğruluğu kabul etmekten hoşlanır. Ama doğru sözlük güçlüklere, üzüntülere yol açan anlaşmazlıklara sebep olduğu anda, birçok insan yalanı da doğruluk kadar karşılar ve meşru bulurlar. Eksik olan gerçeğin kurtarıcı, yapıcı kudretine karşı duyulan büyük inançtır.

Doğruluk görevinin bu kadar yüzeysel değerlendirilmesi günümüzün ruhuyla çok sıkı bir bağlantı halindedir. İnsan ruhi varlığını gözden kaybeder, ruh sağlamlığı boş bir sözden ibaret kalırsa insan kendi öz benliğine, duygularına, vicdanına karşı yabancılaşacaktır. Ama bu yabancılık insanın bütün varlığını dağıtır ve hayatının karakterinin çekirdeğiyle olan içten bağlantısını çözer. Yalan söylemenin insanı kısa zamanda kendini aldatmaya götürmesi, buradan da marazi sarsıntılara yaklaştırması, yalanın iç hayatımız üzerindeki bozucu tesirini yeter derecede belirten bir olaydır.

Doğruluğu karaktere çok sıkı bağlı oluşunun bir sebebi de şudur: İnsan birçok yerde ya başkalarından korktuğu için ya da sıkıştığı için yalan söyler, böylece yalan bizi azim zaafına ve korkaklığa uğratır. Buna karşılık yaptığımız şeylerin sorumluluğunu tam manasıyla yüklenmek, insanlardan gelecek kötülüklere cesaretle göğüs germek iradesi, kişiliği kuvvetlendiren en iyi okuldur.

İşte bu yüzden doğruluk çok verimli bir irade antrenmanı ve hayatta her türlü cesaret için bir hazırlıktır. Bu bakımdan bugün yaşadığımız hayatımızda söylemeye mecbur olduğumuz yalanlarla da mücadele etmek, karakterin kuvvetlenmesi için en etkin yoldur.

Eyyüp AYDIN

Gazeteci-Yazar

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kalpgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.