Aydınlık Türkiye'min değerli yurttaşları,
Sevgili Antalyalılar,
Değerli dostlar,
Hepinize mutlu Pazarlar dilerim.
Dostlar,
Gün gelir doruklara yükselir bin insan, gün gelir dipleri de görür.
Bu güne kadar, yaşamın genelde zorluklar içinde geçti.
Ancak; 2016 - 2023 yılları arası, tam bir karabasan yıllarıydı.
Yaşamadığım hangi sıkıntı kaldı ki...
Dibin var ya dibin, en dibini gördüm. Ama şuan nefes alıyorum. En büyük zenginliğim, şuan nefes alıyor olmak. Gerisi önemli değil. Gerisi olur olur gider zaten.
Dostlar,
Açmazlar, çıkmazlar içindeyim.
Öyle veya böyle bir adım var. Adımı da korumalıyım. Vakur olmaya, dağ gibi dimdik durmaya mecburum. Durdum da elbet.
Tutacak, tutunacak sağlam bir dal arıyorum. Buldum da. Kültür köklerim.
Kökler besin, gökler esin oldu bana.
Okuyup yazan biriyim. Şiirler yazıp, türküler de yakmaya başladım.
Yaşam akışım, yavaş yavaş da olsa, olumlu yönde değişmeye başladı. Neyse. Bu mevzu derin, bir o kadar da uzun...
2020 yılında, Antalya'nın tüm ilçelerini kapsayan, Antalyam adlı bir söz yazıp türkü yaktım. (Daha önce Toroslarda Tüter Duman dlı bir de türkü albümü çıkarmıştım).
Önce kendim dillendirdim Antalyam türküsünü. Rica ettim, sonra da sevgili İbrahim Koç ağabeyim çağırıp çığırdı derken, sözlerde bir iki düzeltme yaptım ve türkülerin Karaoğlanı Uğur Önür Gül Antalyam olarak dillendi. Türkü iyiden kanatlandı mı
Bu arada, türkünün başına gelmeyen de kalmadı
İlerleyen zamanda, tüm yönleriyle hikayesini yazacağım Gül Antalyam türküsünün.
Çünkü; yine ve yeniden, yer yüzüne çıkış hikayem oldu Gül Antalyam
Türkü yazıp yakmaya devam. Türkü söylemek, aynı zamanda Türk'ü söylemektir.
Esen kalın. Şiirle, türküyle kalın.
Himmet Cansız
