Göçün, her alanda olduğu gibi sağlık alanında da uluslararası iş birliğini zorunlu kıldığına dikkati çeken Koca, bu toplantının çıkış noktası olan eylem planı gibi çok taraflı çalışmaları oldukça kıymetli bulduğunu ancak kabul edilen belgelerin ruhunun somut olarak uygulamaya dökülmediği takdirde hiçbir anlamı olmadığını söyledi.
Burada toplanmalarını “yeni bir göç sağlığı anlayışının bir miladı” olarak değerlendirmek gerektiğini belirten Koca, “Bu vesileyle göçmen sağlığı konusunda geleceğe daha güvenle bakılabilmesi için güçlü bir sinyal verebileceğimizi düşünüyorum. Bu toplantı aslında geçmişte neleri yaptığımıza değil de gelecekte nelerin değişmesi gerektiğine odaklanmamız açısından da bir başlangıç olabilme niteliği taşımaktadır. Bu nedenle kabul edeceğimiz sonuç dokümanı ve önerilen 5 sütunlu eylem planı çok büyük bir önem taşımaktadır.” diye konuştu.
Denenmiş yöntemlerle farklı sonuçlara ulaşılamayacağının herkesin kabul edeceği bir gerçek olduğunu aktaran Koca, “Yeni günün ortaya çıkardığı koşullara uygun olmayan politikalarla da başarı elde etmek bir hayaldir. Bu nedenle yenilikçi ve ihtiyaçlara uygun strateji ve planlamalar geleceğe ışık tutan araçlar olacaktır. Göçmen sağlığı konusuna da bu perspektifle yaklaşmadığımız sürece başarı elde etmemiz mümkün değildir.” ifadelerini kullandı.
“Göç sağlığı konusu halk sağlığı disiplini haline getirilmeli”Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “Bu çerçevede, göçmen sağlığı konusunda; bütüncül ve tek sağlık yaklaşımının benimsendiği, çok kültürlü sağlık bakım hizmetlerine odaklanan, iklim değişikliği gibi yeni ortaya çıkan sağlık tehditlerini de kapsayan, göçmenleri kırılgan gruplar içerisinde önceliklendiren, sağlık acil durumlarında göçmen grupları ihmal etmeyen ve göç olgusunun doğrudan etkilediği ruh sağlığı gibi hizmetleri dahil eden bir yaklaşım benimsemediğimiz sürece başarıya ulaşmanın mümkün olmayacağını düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Tüm bu politikaları desteklemek üzere de kanıta ve bilgiye ihtiyaçları olduğuna işaret eden Koca, şunları kaydetti:
“Bilgi ve kanıtı oluşturabilmek için ise sistematik bilgi havuzlarına, disipline edilmiş bilimsel programlara ihtiyacımız bulunmaktadır. Bu nedenle göç sağlığı konusunun bir halk sağlığı disiplini haline getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ülkelerimizdeki politika yapım süreçlerinde nasıl ki bütüncül hükümet yaklaşımının önemini vurguluyorsak, Birleşmiş Milletler sistemi başta olmak üzere tüm uluslararası sistemde de bu konunun daha bütüncül ve güçlendirilmiş bir koordinasyon içerisinde çalışılması için mücadele etmemiz gerektiğine inanıyorum.”
DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge’nin başkanlığını yaptığı oturum, DSÖ Avrupa, Afrika ve Doğu Akdeniz Bölgeleri ile üye ülke temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve ilgili paydaşların katılımıyla gerçekleştirildi.
Üye devletler, mülteci ve göçmen topluluğunun temsilcileri; sürdürülebilir bir sağlık ve göç gündeminin ilkeleri ile gelecek için 5 eylem sütunu ve önceliği hakkında fikirlerini öne sürdüler. Ardından bakanlar ve diğer katılımcılar tarafından tartışmanın göze çarpan noktalarını yakalayan ve gelecek için ortak bir vizyonu ifade eden toplantı sonuç belgesi kabul edildi.