Acısıyla Tatlısıyla 2025: Bir Yılın Vicdan Defteri

2025 yılı, manşetlere sığmayan acılarla, değişimin eşiğinde duran umutlarla ve “unutursak eksik kalırız” dedirten kayıplarla geçti.

  Acısıyla Tatlısıyla 2025: Bir Yılın Vicdan Defteri   Takvimler 2025’in son günlerini gösterirken, geriye dönüp baktığımızda yalnızca yaşananları değil; içimizde bıraktığı izleri de görüyoruz. Bu yıl, manşetlere sığmayan acılarla, değişimin eşiğinde duran umutlarla ve “unutursak eksik kalırız” dedirten kayıplarla geçti.   Vatan Sağ Olsun: Şehitlerimiz 2025, güvenlik güçlerimizin fedakârlıklarıyla bir kez daha hatırlattı: Bu topraklarda huzurun bedeli ağır.   Temmuz ayında Pençe-Kilit Harekât bölgesinde bir mağara operasyonunda 12 kahraman askerimizi şehit verdik. Yılın ilerleyen günlerinde ise görev başında şehit düşen polislerimiz, şehirlerin kalbinde hepimizi yasa boğdu. Onlar; gecenin sessizliğinde, kalabalığın ortasında, adalet ve güvenlik için canlarını ortaya koyan adsız kahramanlardı. İsimleri kalbimizde, emanetleri omuzlarımızda.   Toplumsal Vicdanın Sınavı Kadın cinayetleri ve çocuklara yönelik ihmal-istismar vakaları, 2025’in en ağır yarası oldu.   Yılın ilk on ayında 317 kadın hayattan koparıldı. Her rakam bir hayat, yarım kalan bir hikâye, öksüz kalan bir çocuktu. “Sessiz kalmak suça ortak olmaktır” cümlesi, bu yıl yalnızca bir slogan değil, bir vicdan çağrısıydı.   Eğitimde Dönüşüm, Hayatta Belirsizlik “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ile eğitimde beceri odaklı bir dönüşüm konuşuldu. Yapay zekâ okuryazarlığı, portfolyo ve süreç temelli ölçme yöntemleri gündeme geldi. Umut vardı; ama uygulamanın adaletli ve kapsayıcı olması gerektiği de bir o kadar açıktı.   Mutfaktaki Yangın ve Barınma Krizi Ekonomi, sokağın en sıcak başlığıydı. Pazar filesi dolmadı, tencere zor kaynadı. Aralık’ta açıklanan %35,91’lik kira artış oranı, büyükşehirlerde hissedilen gerçeği karşılamadı. Barınma krizi, yalnızca ekonomik değil; sosyal bir yara hâline geldi.   Teknoloji ve Gökyüzündeki Hüzün Yapay zekâ “ajan”lara dönüştü; kuantum bilgisayarlar ve katlanabilir ekranlar yeni bir çağın kapısını araladı. Öte yandan, yılın ilk aylarında artan havacılık kazaları ve yollardaki zincirleme facialar, “önlem mi kader mi?” sorusunu yeniden sordurdu.   Vedalar Sanat dünyası 2025’te büyük ustalarına veda etti: Ferdi Tayfur, Selim İleri, Bedia Ener, Edip Akbayram… Hazin son ile Güllü gittiler; ama sesleri, kelimeleri ve izleri bu topraklarda kaldı.   Bir Yılın Ardından 2025; acıyla yoğrulmuş, değişimle sınanmış, dayanışmayla ayakta kalmış bir yıldı.   Dileğim odur ki 2026; şehit haberlerinin değil müjdelerin, cinayetlerin değil adaletin, yoksulluğun değil insan onurunun konuşulduğu bir yıl olsun.   Kalpten… 2026 hoş gelmiş, sevgiyle, saygıyla , barışla, huzur ve sonsuz mutluluklarla...   Dilber Köse