Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Aşure Günü: Bereketin, Paylaşmanın ve Birliğin Tadı

DÜNYA 06.07.2025 - 08:05, Güncelleme: 01.01.1970 - 02:00
 

Aşure Günü: Bereketin, Paylaşmanın ve Birliğin Tadı

Aşure Günü: Bereketin, Paylaşmanın ve Birliğin Tadı   Aşure… Sadece bir tatlı değil; bin yıllık bir gelenek, bir dua, bir umut ve bir dayanışma ifadesidir.   Tahılların, kuru meyvelerin ve kuruyemişlerin sevgiyle bir araya gelip aynı kazanda pişmesi, farklılıkların uyum içinde var olabileceğinin en lezzetli örneğidir.   Kelime olarak “aşara”, yani Arapça’da “on” anlamına gelir. Hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem’in onuncu gününde yapılan bu tatlı, Hz. Nuh’un Tufan’dan sonra gemisinde kalan son malzemelerle yaptığı çorbadan doğmuştur. Bu yönüyle, insanlığın yeniden hayata tutunuşunun, umudun ve bereketin sembolüdür.   Türkiye’de, Balkanlar’da ve Türk dünyasında aşure; sadece bir tatlı değil, aynı zamanda komşuluğun, birlikteliğin ve paylaşmanın sofrasıdır.   Aşure kazanın başında edilen dualar, her bir malzemeye katılan niyetlerle birleşir; kâselere doldurulup kapı kapı sevgiyle dağıtılır.   Aşurenin sadece İslam coğrafyasında değil, Ermeni, Rum, Musevi ve diğer birçok kültürde de benzer anlamlarda yer alması; bu geleneğin insanlık tarihine mal olduğunu gösterir.   Kimisi narla süsler, kimisi buğdayla dua eder, kimisi ise bu günü oruçla geçirir. Ortak nokta ise: barış, birlik ve paylaşmadır.   Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitlerinin hatırası da bu günle özdeşleşmiştir. Alevi ve Bektaşi geleneğinde aşure, şiddete karşı bir duruş, yas ve anma anlamı taşır. Hayvansal ürün kullanılmaması bu tavrın bir sembolüdür.   Osmanlı’dan günümüze dek süren bu gelenek, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi'nden, saray mutfaklarına ve halk sofralarına kadar uzanmıştır. Hemen her evin aşuresi farklıdır; kimi içine portakal kabuğu katar, kimi tarçınla şifa diler. Ama niyet hep aynıdır: bereketle, duala, paylaşımla pişen tatlı bir hatıra bırakmak.   Bu özel günde, aşure kaplarını sadece tatlıyla değil; gönül bağı, dua ve sevgiyle dolduralım. Aşuremiz bolluk getirsin, bereketle taşsın; hanelerimize huzur, kalplerimize birlik ve kardeşlik sunsun. Aşure tadında, hayırlı, bereketli umut dolu birlik beraberlik içinde yarınlara… Yapılan AŞURE'leri  duaları  Allah kabul etsin.      Dilber KÖSE  

Aşure Günü: Bereketin, Paylaşmanın ve Birliğin Tadı

 

Aşure… Sadece bir tatlı değil; bin yıllık bir gelenek, bir dua, bir umut ve bir dayanışma ifadesidir.

 

Tahılların, kuru meyvelerin ve kuruyemişlerin sevgiyle bir araya gelip aynı kazanda pişmesi, farklılıkların uyum içinde var olabileceğinin en lezzetli örneğidir.

 

Kelime olarak “aşara”, yani Arapça’da “on” anlamına gelir.

Hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem’in onuncu gününde yapılan bu tatlı, Hz. Nuh’un Tufan’dan sonra gemisinde kalan son malzemelerle yaptığı çorbadan doğmuştur.

Bu yönüyle, insanlığın yeniden hayata tutunuşunun, umudun ve bereketin sembolüdür.

 

Türkiye’de, Balkanlar’da ve Türk dünyasında aşure; sadece bir tatlı değil, aynı zamanda komşuluğun, birlikteliğin ve paylaşmanın sofrasıdır.

 

Aşure kazanın başında edilen dualar, her bir malzemeye katılan niyetlerle birleşir; kâselere doldurulup kapı kapı sevgiyle dağıtılır.

 

Aşurenin sadece İslam coğrafyasında değil, Ermeni, Rum, Musevi ve diğer birçok kültürde de benzer anlamlarda yer alması; bu geleneğin insanlık tarihine mal olduğunu gösterir.

 

Kimisi narla süsler, kimisi buğdayla dua eder, kimisi ise bu günü oruçla geçirir.

Ortak nokta ise: barış, birlik ve paylaşmadır.

 

Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitlerinin hatırası da bu günle özdeşleşmiştir.

Alevi ve Bektaşi geleneğinde aşure, şiddete karşı bir duruş, yas ve anma anlamı taşır.

Hayvansal ürün kullanılmaması bu tavrın bir sembolüdür.

 

Osmanlı’dan günümüze dek süren bu gelenek, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi'nden, saray mutfaklarına ve halk sofralarına kadar uzanmıştır.

Hemen her evin aşuresi farklıdır; kimi içine portakal kabuğu katar, kimi tarçınla şifa diler.

Ama niyet hep aynıdır: bereketle, duala, paylaşımla pişen tatlı bir hatıra bırakmak.

 

Bu özel günde, aşure kaplarını sadece tatlıyla değil; gönül bağı, dua ve sevgiyle dolduralım.

Aşuremiz bolluk getirsin, bereketle taşsın; hanelerimize huzur, kalplerimize birlik ve kardeşlik sunsun.

Aşure tadında, hayırlı, bereketli umut dolu birlik beraberlik içinde yarınlara…

Yapılan AŞURE'leri  duaları  Allah kabul etsin. 

 

 

Dilber KÖSE

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve siteye yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.