Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Nasuf ABALI
Köşe Yazarı
Nasuf ABALI
 

ÇANAKKALE DESTANI ADIDIR

ÇANAKKALE DESTANI ADIDIR   18 Mart 1915… Türk milletinin bağımsızlık ve vatan sevgisinin en büyük destanlarından biri olan Çanakkale Zaferi’nin tarihe kazındığı gün. Bu zafer, sadece bir askeri başarı değil, aynı zamanda bir milletin onuru, fedakârlığı ve inancıyla yazdığı eşsiz bir kahramanlık hikâyesidir.   Çanakkale’de, düşmanın modern silahlarına karşı Türk askerinin iman dolu göğsü siper oldu. Yedi düvele karşı verilen bu mücadelede, 15 yaşındaki çocuklardan, cepheye koşan yaşlılara kadar her birey vatan savunması için seferber oldu. Yokluk içinde, açlık ve cephanesizlikle savaşan Mehmetçik, "Çanakkale Geçilmez!" diyerek tarihe unutulmaz bir iz bıraktı.   Mustafa Kemal ve “Ölmeyi Emrediyorum” Emri Anafartalar, Conkbayırı ve Arıburnu’nda çarpışan Türk askerleri, kahramanlık destanları yazdı. Bu savaşın en kritik anlarından biri, Mustafa Kemal Atatürk’ün 25 Nisan 1915 sabahı askerlerine verdiği "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum" sözleriyle yaşandı. O an, Türk ordusunun kaderini değiştirdi. Cephanesiz, yorgun ve kan içinde olan Mehmetçik, bir an bile tereddüt etmeden ileri atıldı ve düşmana geçit vermedi.   Çanakkale’nin kahramanları arasında Seyit Onbaşı’nın adı altın harflerle yazılmıştır. 18 Mart günü, düşman gemileri boğaza girmeye çalışırken, topun vinci bozulmuştu. O anda Seyit Onbaşı, 276 kg ağırlığındaki mermiyi tek başına sırtladı ve topun namlusuna yerleştirdi. Ateşlenen top mermisi Ocean adlı İngiliz zırhlısını vurdu ve batırdı. O an, Çanakkale Zaferi’nin sembol anlarından biri oldu.   Çanakkale Savaşı, sadece askerin değil, halkın da savaşıydı. Çoğu lise çağındaki gençler, vatan uğruna silah kuşanıp cepheye koştu. Kimi anneler oğullarını, kimi eşler sevdiklerini dualarla uğurladı. İşte bu fedakârlık, halkın dilinde türkülere dönüştü. "Hey On Beşli" türküsü, bu savaşta şehit düşen gençler için yakılmıştır ve hala yüreklerde derin bir sızı bırakmaktadır.   Cephede Bir Doktor ve Kendi Oğlunu Tanımayan Adalet! Çanakkale cephesinde yaralıları tedavi eden bir doktorun hikayesi, fedakârlığın ve meslek ahlakının en güzel örneklerinden biridir. Yaralı askerler sedyelerle taşınırken doktor hiç durmadan çalışıyordu. O an içlerinden biri, doktorun öz evladıydı. Ancak doktor, yaralıları tedavi ederken hiçbir ayrım yapmadı. Oğlunu tanıdı ama önce sıradaki askerlerin hayatını kurtarmaya devam etti. Bu, Çanakkale’deki fedakârlık ruhunun en çarpıcı örneklerinden biri oldu.   Çanakkale Savaşı, sadece bir zafer değil, bir milletin varoluş mücadelesiydi. Mustafa Kemal Atatürk’ün üstün komutanlığı, Seyit Onbaşı gibi kahramanların inanılmaz başarıları, doktorların, hemşirelerin, kadınların ve gençlerin fedakârlıkları, bu destanın her sayfasını kahramanlıkla doldurdu. Çanakkale Zaferi, bu topraklarda özgürlüğün, bağımsızlığın ve vatan sevgisinin ebediyen süreceğini kanıtladı. Bu zafer, sadece geçmişin değil, geleceğin de ilham kaynağıdır. Ruhları şad olsun!   18 MART UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ. NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!.   Nasuf ABALI AYDIN DÜNYA EFELERİ YÖRÜK TÜRKMEN FEDERASYONU Başkanı
Ekleme Tarihi: 18 Mart 2025 -Salı

ÇANAKKALE DESTANI ADIDIR

ÇANAKKALE DESTANI ADIDIR

 

18 Mart 1915… Türk milletinin bağımsızlık ve vatan sevgisinin en büyük destanlarından biri olan Çanakkale Zaferi’nin tarihe kazındığı gün. Bu zafer, sadece bir askeri başarı değil, aynı zamanda bir milletin onuru, fedakârlığı ve inancıyla yazdığı eşsiz bir kahramanlık hikâyesidir.

 

Çanakkale’de, düşmanın modern silahlarına karşı Türk askerinin iman dolu göğsü siper oldu.

Yedi düvele karşı verilen bu mücadelede, 15 yaşındaki çocuklardan, cepheye koşan yaşlılara kadar her birey vatan savunması için seferber oldu.

Yokluk içinde, açlık ve cephanesizlikle savaşan Mehmetçik, "Çanakkale Geçilmez!" diyerek tarihe unutulmaz bir iz bıraktı.

 

Mustafa Kemal ve “Ölmeyi Emrediyorum” Emri

Anafartalar, Conkbayırı ve Arıburnu’nda çarpışan Türk askerleri, kahramanlık destanları yazdı.

Bu savaşın en kritik anlarından biri, Mustafa Kemal Atatürk’ün 25 Nisan 1915 sabahı askerlerine verdiği "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum" sözleriyle yaşandı.

O an, Türk ordusunun kaderini değiştirdi. Cephanesiz, yorgun ve kan içinde olan Mehmetçik, bir an bile tereddüt etmeden ileri atıldı ve düşmana geçit vermedi.

 

Çanakkale’nin kahramanları arasında Seyit Onbaşı’nın adı altın harflerle yazılmıştır.

18 Mart günü, düşman gemileri boğaza girmeye çalışırken, topun vinci bozulmuştu.

O anda Seyit Onbaşı, 276 kg ağırlığındaki mermiyi tek başına sırtladı ve topun namlusuna yerleştirdi.

Ateşlenen top mermisi Ocean adlı İngiliz zırhlısını vurdu ve batırdı. O an, Çanakkale Zaferi’nin sembol anlarından biri oldu.

 

Çanakkale Savaşı, sadece askerin değil, halkın da savaşıydı.

Çoğu lise çağındaki gençler, vatan uğruna silah kuşanıp cepheye koştu. Kimi anneler oğullarını, kimi eşler sevdiklerini dualarla uğurladı. İşte bu fedakârlık, halkın dilinde türkülere dönüştü. "Hey On Beşli" türküsü, bu savaşta şehit düşen gençler için yakılmıştır ve hala yüreklerde derin bir sızı bırakmaktadır.

 

Cephede Bir Doktor ve Kendi Oğlunu Tanımayan Adalet!

Çanakkale cephesinde yaralıları tedavi eden bir doktorun hikayesi, fedakârlığın ve meslek ahlakının en güzel örneklerinden biridir.

Yaralı askerler sedyelerle taşınırken doktor hiç durmadan çalışıyordu.

O an içlerinden biri, doktorun öz evladıydı. Ancak doktor, yaralıları tedavi ederken hiçbir ayrım yapmadı.

Oğlunu tanıdı ama önce sıradaki askerlerin hayatını kurtarmaya devam etti.

Bu, Çanakkale’deki fedakârlık ruhunun en çarpıcı örneklerinden biri oldu.

 

Çanakkale Savaşı, sadece bir zafer değil, bir milletin varoluş mücadelesiydi.

Mustafa Kemal Atatürk’ün üstün komutanlığı, Seyit Onbaşı gibi kahramanların inanılmaz başarıları, doktorların, hemşirelerin, kadınların ve gençlerin fedakârlıkları, bu destanın her sayfasını kahramanlıkla doldurdu.

Çanakkale Zaferi, bu topraklarda özgürlüğün, bağımsızlığın ve vatan sevgisinin ebediyen süreceğini kanıtladı.

Bu zafer, sadece geçmişin değil, geleceğin de ilham kaynağıdır. Ruhları şad olsun!

 

18 MART UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ.

NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE!.

 

Nasuf ABALI

AYDIN DÜNYA EFELERİ YÖRÜK TÜRKMEN FEDERASYONU

Başkanı

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kalpgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.