Baykuşun Sessiz Hikmeti: Uğursuzluk mu, Yoksa Bilgelik mi?
“Nenem Boşuna Dememiş: ‘Baykuş Bilge Kuştur’”
Bizim toplumda bazı sesler vardır ki, duyanı düşünceye salar…
İşte baykuşun geceye karışan o derin ötüşü de onlardan biridir.
Kimi bu sesi “uğursuzluk” sayar, kimi ürperir, kimi de anlamını bilmeden kötüye yorumlar.
Oysa ben çocukluğumdan beri dedemle nenemin sözleri kulağımda çınlar:
“Baykuş ilimdir, irfandır, bilgeliktir.”
Bu söz, sadece bir teselli değil; hem dini hem de hikmetli bir bakışın özeti gibidir.
Uğursuzluk Hurafedir, Hikmet Hakikattir.
İslâm inancında “uğursuzluk” diye bir anlayış yoktur. Peygamber Efendimiz (sav) açıkça buyurur:
“Uğursuzluk yoktur.”
Demek ki baykuşun kötüye yorulması, sadece halk dilinde dolaşan bir yanılgıdır.
Baykuş, Rab'bimizin yarattığı sayısız mucizeden yalnızca biridir; ne sesi uğursuzluk getirir, ne de görüntüsü felakete işaret eder.
Her hayvanda olduğu gibi onda da hikmet, denge ve bir vazife vardır.
Bir Kıssa: Baykuşun Süleyman Aleyhisselam’a Cevabı
Halk arasında anlatılan ibretli bir kıssa şöyledir:
Bir gün Hz. Süleyman’ın huzuruna bir baykuş gelir.
Süleyman Aleyhisselam sorar:
— “Ey baykuş! Arpa, buğday yemezsin; toprağın altındakilerle beslenirsin. Hikmetin nedir?”
Baykuş şöyle der:
— “Yâ Nebiyyallah, Rab'bimin bana verdiği rızık, toprağın içinde gizlidir.
Ben yeryüzünü temizler, toprağı dengeye kavuştururum.
Suretim sert görünse de içimde Rab'bimin koyduğu vazife ve hikmet vardır.”
Bu kıssa bir rivayet değil, bir öğüttür.
Yaratılan hiçbir canlının boşuna yaratılmadığını anlatır.
Baykuşun Yaşamındaki Hikmet
Baykuş gecenin sessiz misafiridir. Sesi uzaklardan gelir, derindir, düşüncelidir.
Belki de insanlar bu derinliğe alışık olmadıkları için ürperirler.
Ama bilmeyen şunu bilsin ki: Baykuş tarımın dostudur.
Kemirgenleri yok ederek toprağı korur, ekini bereketlendirir.
Eşine sadıktır, yuvasına bağlıdır, sessizdir, temizdir.
Karanlıkta gören gözüyle “basireti” simgeler. İşte büyüklerin ona “bilge kuş” demesi boşuna değildir...
Bilgeler Neden Baykuşu İlime Yakın Görmüş dersiniz de; Anadolu irfanında baykuş, “görünmeyeni gören”, “gecenin hikmetini bilen” anlamlarında yorumlanır.
Sessizliği tefekkürü, Tek başınalığı derinliği, Karanlıkta var oluşu ise hakikati arayışı temsil eder.
Belki de bu yüzden nenem hep şöyle derdi:
“Baykuş ötüyorsa, gece düşünüyor demektir; zarar değil, hikmet getirir.”
Ötüşü Neden Korku Sayılmış?
Çünkü insan bilmediğinden korkar.
Oysa baykuş ötüşü, sadece bölgesini işaret eden bir çağrıdır.
Sesinin tınısı farklı olduğu için insanlar yanlış yorumlamış, “uğur” ya da “uğursuzluk” yüklemiştir.
Ama gerçek şudur ki:
Baykuşun sesi bir işaret değil, sadece bir nefes, bir yaşam sesidir.
Sonuç: Geceye Hikmet Katan Bir Kuş.
Baykuş, ne uğursuzdur ne de korkulacak bir varlıktır.
O, Rab'bimizin yarattığı düzenin sessiz hizmetkarıdır.
İster bilimle bakın, ister imanla, isterseniz de gönül penceresinden; hep aynı hakikat çıkar:
Baykuş bir bilgelik sembolüdür. Dedemle nenemin sözü bugün daha anlamlı geliyor:
“Her kuşun sesi başka, baykuşun ki hikmet kokar.”
O zaman da akla ilk gelenler:
Geceyi Bilgeliğe Bürüyen Kuş: Baykuşun Sessiz Hikmeti, Uğursuzluk Değil, Hikmet Yüklü Bir Nefes: Baykuşun Gerçek Yüzü.
Karanlıkta Gözü, Gecede Sözü Olan Kuş: Baykuş, Gecenin Bilge Misafiri: Baykuşun Sessizliği ve Sırrı,
Baykuş: İlim, İrfan ve Ekosistemin Sessiz Bekçisi
Bilimsel + Manevî
“Ekosistemin hizmetkârı, tefekkürün simgesi: Baykuş...
...Dilber KÖSE

f
