Hüseyin İlker DUMAN
Köşe Yazarı
Hüseyin İlker DUMAN
 

FilmFreeway, Sinema, Adiliyet…

Bir süredir FilmFreeway üzerine bilinçli ve çok yönlü bir araştırma yapıyorum. Yalnızca platformun kendi sunduğu bilgilerle değil; yönetmen, yapımcı ve senarist arkadaşlarımdan dinlediğim deneyimlerle, kamuya açık kullanıcı şikâyetleriyle ve bizzat başvuru süreçlerinde karşılaşılan pratik sorunlarla.   Bu yazı bir teknik inceleme ya da kullanıcı rehberi değil. Bu yazı, yedinci sanatın üretim ve dolaşım süreçlerinde giderek görünür hâle gelen yapısal bir adalet sorununa işaret ediyor.   Çünkü mesele artık tekil mağduriyetler ya da “kötü niyetli birkaç örnek” değil; tekrar eden, benzer biçimlerde ortaya çıkan ve tesadüf olmaktan çıkan bir tablo.   İyi Bir Fikir, Zayıf Bir Denetim Mekanizması   FilmFreeway, fikren güçlü bir model sunuyor. Dünyanın dört bir yanındaki film festivallerine ve senaryo yarışmalarına tek bir merkezden erişim imkânı sağlıyor. Özellikle bağımsız sinemacılar ve senaristler için bu, teoride demokratik ve umut verici bir yapı.   Ancak platformun hızlı büyümesi, beraberinde ciddi bir denetim zaafını da getirmiş görünüyor. Açıklık ve erişilebilirlik ilkesi, yeterli kontrol mekanizmalarıyla desteklenmediğinde, suistimale açık bir zemine dönüşüyor. FilmFreeway’in bugün karşı karşıya olduğu temel sorun da tam olarak burada başlıyor.   Festival Adı Altında Suistimal ve Gri Alanlar   Yönetmen ve yapımcı arkadaşlarımdan dinlediğim örnekler, bazı festivallerin başvuru çağrılarını bilinçli biçimde muğlak tuttuğunu düşündürüyor. Özellikle kapsayıcı bir dil kullanılarak açılan çağrılar, sonradan keyfi yorumlarla daraltılabiliyor.   Örneğin; “kadın ve lezbiyen filmleri kabul edilir” ifadesiyle başvuru toplayan bir festival, kadın sinemacıların başvuru ücretlerini aldıktan sonra “yalnızca lezbiyen filmlerini kabul ediyoruz” diyerek filmleri diskalifiye edebiliyor. Oysa bu ayrım, başvuru metninde açık ve bağlayıcı biçimde belirtilmiş olmuyor. Ücretler iade edilmiyor.   Sistem buna teknik olarak izin verdiği için, etik sorun görünmez hâle geliyor.   Bu tür örnekler tekil değil. Farklı kişilerden, benzer yöntemlerle yaşanmış çok sayıda deneyim dinledim, okudum ve bizzat şahit oldum. Bu da yaşananların münferit hatalar değil; denetimsizlikten beslenen bir düzenin sonucu olabileceğini düşündürüyor.   FilmFreeway’e yapılan şikâyetler incelendiğinde, platformun bu sorunların farkında olduğu anlaşılıyor. Ancak görünen o ki mevcut yapı, etkin ve caydırıcı yaptırımlar uygulamak için yeterli değil ya da bu yönde güçlü bir irade ortaya konmuyor. Nitekim şikâyet edilen festivaller, aynı yöntemlerle faaliyetlerine devam ediyor.   Senaryo Yarışmaları: Sistemin En Kırılgan Alanı   Sorunların en yoğun yaşandığı alanlardan biri senaryo yarışmaları. Burada karşılaşılan tablo, yalnızca etik değil; aynı zamanda yapısal bir problem.   Bazı yarışmalara FilmFreeway üzerinden başvuru yapıldıktan sonra katılımcılara bir e-posta gönderiliyor. Bu e-postaların ortak mesajı genellikle şu yönde: Yarışmanın kendi sitesine ayrıca üye olunması ve ek bir ödeme yapılması gerektiği açık ya da örtük biçimde belirtiliyor. Aksi hâlde seçilme ihtimalinin olmadığı ima ediliyor.   Bu durum, görünmeyen ikinci bir eleme kapısı yaratıyor. FilmFreeway üzerinden yapılan başvurular biçimsel olarak kabul edilmiş görünse bile, fiilî değerlendirme başka bir platforma taşınmış oluyor. Bu da başvuru sürecinin şeffaflığını ciddi biçimde zedeliyor.   Standart Eksikliği ve Sanatçının Yanlış Yapmaya Zorlanması   Daha nitelikli ve iyi niyetli yarışmalarda bile başka bir sorun öne çıkıyor: standart eksikliği.   Bazı senaryo yarışmaları karakter analizleri, bazıları sahne sahne dramatik çözümleme talep ediyor. Ancak FilmFreeway sisteminde bu talepleri karşılayacak ayrı, net ve standartlaştırılmış alanlar bulunmuyor.   Sonuç olarak senarist şu ikileme sürükleniyor:   Sahne analizlerini senaryoya eklerseniz, başka bir yarışma “format dışı” gerekçesiyle diskalifiye edebiliyor.   Eklemezseniz, analiz isteyen yarışma sizi eliyor.   Yani sistem, sanatçıyı yanlış yapmaya mecbur bırakıyor.   Üstelik burada ayrı bir sorun daha var: Aslında sahne analizleri, yaratım sürecinin zorunlu bir parçası değil. Bu tür talepler çoğu zaman yaratıcı sürece katkı sunmayan, angarya niteliğinde beklentiler. Senarist görüşünde zaten filmin kısa bir analizi mevcut. Ancak bu metinlerin gerçekten okunup okunmadığı da belirsiz.   Bu noktada en basit ama en anlamlı çözüm şudur: Senaryonuz okundu, filminiz izlendi gibi geri bildirimlerin sistem üzerinden şeffaf biçimde iletilmesi. Bu bile sanatçıyla sistem arasındaki güven ilişkisini güçlendirecektir.   FilmFreeway Neden Bu Noktada?   Bu tabloyu yalnızca bireysel hatalara bağlamak eksik kalır. FilmFreeway’in ekonomik modeli, hızlı büyüme stratejisi ve “aracı platform” olmanın sağladığı hukuki mesafe, sorumluluğun dağılmasına yol açıyor.   Platform teknik olarak bir kolaylaştırıcı olabilir; ancak fiilen sektörün önemli bir kapı bekçisi konumundadır. Bu noktada tarafsızlık iddiası, etik sorumluluğu ortadan kaldırmaz.   Ne Yapılabilir?   Çözüm, sanıldığı kadar karmaşık değil. Benzer dijital platformlarda yıllardır uygulanan bazı mekanizmalar burada da hayata geçirilebilir:   Doğrulanmış festival ve yarışma sistemi   Başvuru ücretlerinin, festival ya da yarışma tamamlandıktan sonra organizatöre aktarılması   Senaryo başvuruları için standart modüller (senaryo metni, karakter analizi, senarist görüşü)   Gizli veya zorunlu ek ödeme talep eden organizasyonların platformdan çıkarılması   Kamuya açık bir güven ve şikâyet endeksi   Bunlar teknik değil; iradi tercihlerdir.   Bir Dipnot: Kaynak, Aidiyet ve “Yan Yana”   Bu yazıyı yalnızca FilmFreeway özelinde değil, daha geniş bir bağlamda düşünmek gerekiyor.   Bir süredir “SIFIRINCI ADAM” adlı kısa filmimi hayata geçirme isteğimi röportajlarda ve sosyal medyada açıkça dile getiriyorum. Sponsorluk arayışına girdim; profesyonel sunum dosyaları hazırladım ve özellikle sanatla ilişkili kurumsal yapılara gönderdim.   Geri dönüşlerin azlığı bir yana, geri dönüş yapan az sayıdaki yerden edindiğim izlenim daha da düşündürücüydü: Ülkemizde sinemada da kaynaklar çoğu zaman liyakatle değil, aidiyetle dağıtılıyor.   Bu yüzden “Yan Yana” gibi Fransız uyarlaması bir filmin görece kolaylıkla hayata geçirilebilmesi şaşırtıcı değil. Burada mesele tek bir filmin varlığı değil; hangi hikâyelerin, hangi dillerin ve hangi isimlerin “makbul” sayıldığı.   Bu ortamda tarafsız kalmaya çalışan ve yalnızca sanat üretmek isteyen insanlar zamanla yılma noktasına geliyor.   Kimse kimseye destek olmak zorunda değil. Ama adil olmak zorunda.   Çünkü adalet yoksa, sanat yalnızca bir vitrine dönüşür. Ve vitrindeki sanat, toplumla bağ kuramaz.  
Ekleme Tarihi: 19 Aralık 2025 -Cuma

FilmFreeway, Sinema, Adiliyet…

Bir süredir FilmFreeway üzerine bilinçli ve çok yönlü bir araştırma yapıyorum. Yalnızca platformun kendi sunduğu bilgilerle değil; yönetmen, yapımcı ve senarist arkadaşlarımdan dinlediğim deneyimlerle, kamuya açık kullanıcı şikâyetleriyle ve bizzat başvuru süreçlerinde karşılaşılan pratik sorunlarla.

 

Bu yazı bir teknik inceleme ya da kullanıcı rehberi değil.

Bu yazı, yedinci sanatın üretim ve dolaşım süreçlerinde giderek görünür hâle gelen yapısal bir adalet sorununa işaret ediyor.

 

Çünkü mesele artık tekil mağduriyetler ya da “kötü niyetli birkaç örnek” değil;

tekrar eden, benzer biçimlerde ortaya çıkan ve tesadüf olmaktan çıkan bir tablo.

 

İyi Bir Fikir, Zayıf Bir Denetim Mekanizması

 

FilmFreeway, fikren güçlü bir model sunuyor. Dünyanın dört bir yanındaki film festivallerine ve senaryo yarışmalarına tek bir merkezden erişim imkânı sağlıyor. Özellikle bağımsız sinemacılar ve senaristler için bu, teoride demokratik ve umut verici bir yapı.

 

Ancak platformun hızlı büyümesi, beraberinde ciddi bir denetim zaafını da getirmiş görünüyor. Açıklık ve erişilebilirlik ilkesi, yeterli kontrol mekanizmalarıyla desteklenmediğinde, suistimale açık bir zemine dönüşüyor. FilmFreeway’in bugün karşı karşıya olduğu temel sorun da tam olarak burada başlıyor.

 

Festival Adı Altında Suistimal ve Gri Alanlar

 

Yönetmen ve yapımcı arkadaşlarımdan dinlediğim örnekler, bazı festivallerin başvuru çağrılarını bilinçli biçimde muğlak tuttuğunu düşündürüyor. Özellikle kapsayıcı bir dil kullanılarak açılan çağrılar, sonradan keyfi yorumlarla daraltılabiliyor.

 

Örneğin; “kadın ve lezbiyen filmleri kabul edilir” ifadesiyle başvuru toplayan bir festival, kadın sinemacıların başvuru ücretlerini aldıktan sonra “yalnızca lezbiyen filmlerini kabul ediyoruz” diyerek filmleri diskalifiye edebiliyor. Oysa bu ayrım, başvuru metninde açık ve bağlayıcı biçimde belirtilmiş olmuyor. Ücretler iade edilmiyor.

 

Sistem buna teknik olarak izin verdiği için, etik sorun görünmez hâle geliyor.

 

Bu tür örnekler tekil değil. Farklı kişilerden, benzer yöntemlerle yaşanmış çok sayıda deneyim dinledim, okudum ve bizzat şahit oldum. Bu da yaşananların münferit hatalar değil; denetimsizlikten beslenen bir düzenin sonucu olabileceğini düşündürüyor.

 

FilmFreeway’e yapılan şikâyetler incelendiğinde, platformun bu sorunların farkında olduğu anlaşılıyor. Ancak görünen o ki mevcut yapı, etkin ve caydırıcı yaptırımlar uygulamak için yeterli değil ya da bu yönde güçlü bir irade ortaya konmuyor. Nitekim şikâyet edilen festivaller, aynı yöntemlerle faaliyetlerine devam ediyor.

 

Senaryo Yarışmaları: Sistemin En Kırılgan Alanı

 

Sorunların en yoğun yaşandığı alanlardan biri senaryo yarışmaları. Burada karşılaşılan tablo, yalnızca etik değil; aynı zamanda yapısal bir problem.

 

Bazı yarışmalara FilmFreeway üzerinden başvuru yapıldıktan sonra katılımcılara bir e-posta gönderiliyor. Bu e-postaların ortak mesajı genellikle şu yönde: Yarışmanın kendi sitesine ayrıca üye olunması ve ek bir ödeme yapılması gerektiği açık ya da örtük biçimde belirtiliyor. Aksi hâlde seçilme ihtimalinin olmadığı ima ediliyor.

 

Bu durum, görünmeyen ikinci bir eleme kapısı yaratıyor. FilmFreeway üzerinden yapılan başvurular biçimsel olarak kabul edilmiş görünse bile, fiilî değerlendirme başka bir platforma taşınmış oluyor. Bu da başvuru sürecinin şeffaflığını ciddi biçimde zedeliyor.

 

Standart Eksikliği ve Sanatçının Yanlış Yapmaya Zorlanması

 

Daha nitelikli ve iyi niyetli yarışmalarda bile başka bir sorun öne çıkıyor: standart eksikliği.

 

Bazı senaryo yarışmaları karakter analizleri, bazıları sahne sahne dramatik çözümleme talep ediyor. Ancak FilmFreeway sisteminde bu talepleri karşılayacak ayrı, net ve standartlaştırılmış alanlar bulunmuyor.

 

Sonuç olarak senarist şu ikileme sürükleniyor:

 

Sahne analizlerini senaryoya eklerseniz, başka bir yarışma “format dışı” gerekçesiyle diskalifiye edebiliyor.

 

Eklemezseniz, analiz isteyen yarışma sizi eliyor.

 

Yani sistem, sanatçıyı yanlış yapmaya mecbur bırakıyor.

 

Üstelik burada ayrı bir sorun daha var:

Aslında sahne analizleri, yaratım sürecinin zorunlu bir parçası değil. Bu tür talepler çoğu zaman yaratıcı sürece katkı sunmayan, angarya niteliğinde beklentiler. Senarist görüşünde zaten filmin kısa bir analizi mevcut. Ancak bu metinlerin gerçekten okunup okunmadığı da belirsiz.

 

Bu noktada en basit ama en anlamlı çözüm şudur:

Senaryonuz okundu, filminiz izlendi gibi geri bildirimlerin sistem üzerinden şeffaf biçimde iletilmesi. Bu bile sanatçıyla sistem arasındaki güven ilişkisini güçlendirecektir.

 

FilmFreeway Neden Bu Noktada?

 

Bu tabloyu yalnızca bireysel hatalara bağlamak eksik kalır. FilmFreeway’in ekonomik modeli, hızlı büyüme stratejisi ve “aracı platform” olmanın sağladığı hukuki mesafe, sorumluluğun dağılmasına yol açıyor.

 

Platform teknik olarak bir kolaylaştırıcı olabilir; ancak fiilen sektörün önemli bir kapı bekçisi konumundadır. Bu noktada tarafsızlık iddiası, etik sorumluluğu ortadan kaldırmaz.

 

Ne Yapılabilir?

 

Çözüm, sanıldığı kadar karmaşık değil. Benzer dijital platformlarda yıllardır uygulanan bazı mekanizmalar burada da hayata geçirilebilir:

 

Doğrulanmış festival ve yarışma sistemi

 

Başvuru ücretlerinin, festival ya da yarışma tamamlandıktan sonra organizatöre aktarılması

 

Senaryo başvuruları için standart modüller (senaryo metni, karakter analizi, senarist görüşü)

 

Gizli veya zorunlu ek ödeme talep eden organizasyonların platformdan çıkarılması

 

Kamuya açık bir güven ve şikâyet endeksi

 

Bunlar teknik değil; iradi tercihlerdir.

 

Bir Dipnot: Kaynak, Aidiyet ve “Yan Yana”

 

Bu yazıyı yalnızca FilmFreeway özelinde değil, daha geniş bir bağlamda düşünmek gerekiyor.

 

Bir süredir “SIFIRINCI ADAM” adlı kısa filmimi hayata geçirme isteğimi röportajlarda ve sosyal medyada açıkça dile getiriyorum. Sponsorluk arayışına girdim; profesyonel sunum dosyaları hazırladım ve özellikle sanatla ilişkili kurumsal yapılara gönderdim.

 

Geri dönüşlerin azlığı bir yana, geri dönüş yapan az sayıdaki yerden edindiğim izlenim daha da düşündürücüydü: Ülkemizde sinemada da kaynaklar çoğu zaman liyakatle değil, aidiyetle dağıtılıyor.

 

Bu yüzden “Yan Yana” gibi Fransız uyarlaması bir filmin görece kolaylıkla hayata geçirilebilmesi şaşırtıcı değil. Burada mesele tek bir filmin varlığı değil; hangi hikâyelerin, hangi dillerin ve hangi isimlerin “makbul” sayıldığı.

 

Bu ortamda tarafsız kalmaya çalışan ve yalnızca sanat üretmek isteyen insanlar zamanla yılma noktasına geliyor.

 

Kimse kimseye destek olmak zorunda değil.

Ama adil olmak zorunda.

 

Çünkü adalet yoksa, sanat yalnızca bir vitrine dönüşür.

Ve vitrindeki sanat, toplumla bağ kuramaz.
 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kalpgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Gül
(19.12.2025 19:29 - #183)
Merhaba İlker, Öncelikle seni, gayretinden ve yılmaz kişiliğinden dolayı tebrik ederim! Yazdıklarında çok haklısın, fakat ülkemizde hangi konuda adalet var ki, sanat konusunda da olsun. Ayrıca, dünyanın ekınomik krize girdiği bu dönemde, her şey para üzerinden dönüyor, sanat ikinci hatta son planda kalıyor. Senin durumundaki birinin, sanat için olan bu gayretine hayran kalmamak elde değil! Eninde, sonunda başaracağına inanıyorum ve hep yanındayım! Gülten
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kalpgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.